Dağların Kıyıya Paralel Uzandığı Şehir, Atina

Dağların Kıyıya Paralel Uzandığı Şehir, Atina

  • 0
Kitapların sanal, domateslerin hormonlu olduğu zamanlar sağımızdan solumuzdan geçerken, duygularımızın organikliğini sorgulamak abesle iştigal olmasa gerek. Mutluluk için kendini programlayan insanoğlu ruhsal kalıtımla gelecek nesiller üzerinde tortusunu bırakadursun, uzun uzun ağlarken terkedilenler, birer birer yalnızlığa yürüdüler..

Yalnız beşinci günün değil, her günün şafağında doğuya bakarak bekliyorum seni, ışık hep aynı, uygun açıyla çöp tenekesini kesiyor, kepçeler tarafından deşilmekten içi dışına çıkmış koca dağ eskisi karşımda, sabah yürüyüşüne çıkmış mahallenin teyzesinin naylon eşortmanının hışırtısı kulağımda, hadi artık come on eileen.. 

Yolda olmak güzel şey, başka diyarlarda bir kuşağa izdüşümünü bırakan yollara düşmek eylemi buraların yakınından bile geçmezken, yüzyirmibeş metrekare evlerde, onbeşmetrekarelik hayatlar yaşıyoruz. Otuzbeş yaşına gelip de yolu yarılayabilmişlere, yolun kenarında bekleyenlerden selamlar..

Bütün detaylarınla görebilmek için seni, dünyanın bütün piksellerini topladım da yine kaçırdığımı hissediyorum birşeyleri, gözlerimi hiç kırpmadan bakmaya çalışıyorum sana bütün ışığını toplayabilmek için, dedi çocuk kıza.  Kız ise nasıl poz verirse daha mutlu olduğu izlenimini bırakabileceğini düşünüyordu o anda.. Fizik dersinde iletişimsizlikten, herkesin kendini sakladığı fanuslardan konuşmuş bir sınıfın üyesi olarak, iletişin ulan demeyi doğal hakkım sayıyorum, amerikanlar buna birth right derler amman dikkat!

Kafamda bin türlü tilki, hepsi de dertli, sen çıkıp gittiğinde oluşan kara deliği nasıl doyurabileceklerini düşünüyorlar.  İçimdeki kara delik de, tıpkı uzaydaki kardeşleri gibi devasa kütlede ve kardeşlerine benzer şekilde her düşünceyi kendine çekiyor. Demem o ki kafam bok gibi senden gayrı düşünemiyorum pek birşey. Lakin kahrolasıca belgesellerden öğrendiğim gibi, bildiğimiz evren kara deliklerin eseriyse, içimde senden artı kalan gezegenler ve onları ısıtacak bir de yıldızın gelmesini beklemem gerekecek, hayat teşbihlerle dolu değil mi..

"uzak bir yerinde kentimizin
penceremiz kendimize kapalı
bir akşamüstü otobüsün
dağılışı havalara güvercin olup
sana daha uzaksa uykumuzdan
bir köşede susar çaresiz
solgun yağmurları şemsiyemizin"
 
Oktay Rıfat



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder