Kimin ahı tuttuysa artık, fotoğrafa bakarken, ben gidiyordum ve arkamdan ağlıyordu şehir diye yazmaktan başka birşey gelmedi aklıma. Ljubljana'nın güzel insanları ne deseler hakları var, sen gel biz buraya şehir kuracaz arkadaş kaçıl az öte diyerekten, memleketin ejderhasıyla savaş, pıçağınla dürt ve hatta mağlup et onu. Sonra karanlık çağdan kalma, kesif bir nem kokusuyla kaplanmış romantizm anlayışına sahip insanlar gelsinler ve şehrin için, arkamdan ağlıyor gibisinden ifadeler kullansınlar. Kimse kusura bakmasın ama bu şehir ne sen gidiyorsun diye arkandan ağlar, ne de aaa ne iyi ettin de geldin diye gülen yüzünü açar.
Mitoloji'de çokça bahsi geçen, yarın insan/yarı hayvan yaratıklar dendiğinde akıllara ilk gelen, çocuk yaşlarımıza denk gelen herkül dizisinde gördüğümüz ve bir şekilde beynimizin hızlı erişilebilir kısmına yerleşmiş olan centaur oluyor. Yarı at/yarı insan olan bu yaratıklarla bir kere de mortal kombat III'ün tek kişilik modunda ilerlerken yarı finalde karşılaşmıştım. Halbuki satyr diye de bir şey var, yarın insan/yarı keçi olarak geçen bu yaratıkların tanrısı ve pek tabii en bilineni de Pan. Flütü ile temsil ettiği hedonist değerler ile modern dinlerin şeytanı olarak görülebilecek bu tanrı salgıladığı koku ile insanlardaki amaçsız seks ihtiyacının ortaya çıkmasının başlıca sebebi. Tecavüzcüye, parfüm sürmüş kadın üzerinden pan'a atıfla, ama hakim bey parfüm sürmüştü şeklinde bir savunma ile ceza indirimi aldırıp aldırılamayacağı da merak konusu olan konulardan. Prometheus günümüzde yaşananları, binlerce yılda ortaya çıkarılmış şu tek dişi kalmış medeniyeti görüyorsa, muhtemelen ateşi insanlara hediye edip de başbaşa kaldığı sonsuz acıya hayıflanıyordur.
bir yaz gününe mi benzetsem seni?
çok daha güzelsin çok daha sıcak
sert rüzgarlarla savrulur ya bahar çiçekleri
ve yazın miadı dolar çabucak:
kavursa da bazen güneş bizi
zaman zaman soldursa da bedenimizi
her çiçeğin solar bir gün yüzü
zaman acımasız büker belimizi.
ama hiç bitmez sende sonsuz yaz
sendeki güzellik her zaman baki
ölüm bile alamaz seni gölgesine.
sendeki güzellik her zaman baki
senin yüceliğinle kurulan bu mısralar
zamanı aşıp sonsuzluğa varacak
nefes aldıkça insan, gördükçe gözler
bu şiir sana daima hayat verecek.
Sonnet 18, Shakespeare
Senin durumunda yağmurdan korunmak zor biliyorsun. Daha önce de aynı şekilde başka şeylerden korunmak istemiştin, hatırla bakalım işe yaramış mıydı? Hayır, değil mi. Senin yapabileceğin ne ben sana söyleyeyim, içine tamamen işlemesine izin vereceksin yağmurun. Bir süre sonra bakacaksın ki sırılsıklam olmuşsun, ama öyle böyle değil ve o an artık daha fazla ıslanmanın pek bir şeyi değiştirmeyeceğinin farkına varacaksın. Yağmura karşı hissizleşme döneminde olacaksın. Ve günler yürüme temposunu hızlandırdığında, biraz da şansla bu hissizleşme, kuruma ile birlikte, ortadan kaybolacak.
Ey insanoğlu, affet O´nu, ne yaptığını bilmiyor!
İsa'ya Göre İncil, Jose Saramago
Her ilişkide iletişimin yoğun olduğu bir evre oluyor. Din için bu evre, kitapların indiği, on emirlerin verildiği döneme denk geliyor herhalde. Bir süre bu karşılıklı iletişim dönemi devam ediyor ve sonra kaçınılmaz son ayrılık dönemi. Tanrı'nın insanoğlunu terk ettiği, dünyada tek başına bıraktığı dönem başlar. Bu dönem boyunca insanoğlu tanrı'larının aklından neler geçtiğini tahminlemeye ve ona göre hareket etmeye çalıştı. Çevre ve bununla birlikte insanoğlu değişmeye devam ederken iletişimsizlikten doğan insanın tanrı'sını anlama ihtiyacı her insanın kafasında kendi tanrı'sını yaratmasına yol açtı.
Düzenli olarak iletişimde bulunduğumuz ve belirli bir sınırın üzerinde önem verdiğimiz tüm canlılar için beynimizde bir yer ayırırız. Bu yerde, karşımızdakinin fikriyatını, duygularını ve bilimum içeriği saklarız. Ve ona değer veriyorsak da davranışlarımız öncesinde bu bölgeden toplanan özet bilgilere dikkate ederek kendimize çekidüzen veririz. Peki iletişim kesildiğinde ne olur? Bu bölgedeki bilgiler yavaş yavaş kişiliğimizi oluşturan diğer kısımlar tarafından ele geçirilir ve bozulur. Ortalığı bilgi kirliliği kaplamıştır. Sizi bırakan sevgilinizin/tanrı'nızın yansımasına, kendi düşünceleriniz, davranışlarınız sızmaya başlar. Artık kafanızdaki sevgili veya tan tasavvuru siz olmuşsunuzdur.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder