o sonsuzdan bu sonsuza
misafirim ben misafir
kiminleyim, kimim bilinmez
hayat bildik biz bu tadı
dünyaya geldik geleli
pervaneyiz biz, bilinmez
misafirim ben misafir
kiminleyim, kimim bilinmez
hayat bildik biz bu tadı
dünyaya geldik geleli
pervaneyiz biz, bilinmez
― Bir Sevda Şarkısı, Fikret Kızılok
Ökkeş, modern zamanların büyük aşığı olmayı kendine şiar edinmişti. Aşık olmasına aşık oluyordu, hem de bir gün içinde onlarca farklı kadına lakin hedefinde bir sonraki aşamaya geçebilmesi için alması gereken asgari bir hissi karşılık vardı. Onu ne yapacaktı, bilemiyordu. Aynı nehirde belirli bir süre sürüklendikten sonra, aynı sokakta yaşayan çocukluklarından beri aynı sokakta yaşayan komşukızının artık kendisine bakmaktan imtina ettiğini garip bir şekilde farketti. Bu durumu anlamlandırmaya çalışınca ökkeş kendini kısa sürede, kız bana hiç bakmadığına ve hatta selam bile vermediğine göre utanıyor olsa gerek, gariban kız hislerini açıkça ifade etmekte sorun yaşıyor sanırım noktasında buldu.
Ökkeş en doğrusunun herşeyi zamana bırakmak olduğuna karar vereli beri haftalar geçmişti. Zaman geçiyordu geçmesine işin o kısmında hiçbir sıkıntı yoktu. Hatta bazen ökkeş zamanın işi abarttığını bile düşünüyordu. Günler ona nispet yaparcasına göz açıp kapanıncaya kadar tamamlanıyordu sanki. Ya da aşkın yan etkilerinden birisi de buydu, kim bilir. Aynı şeyleri sevdiğceği de yaşıyor mu diye bir sabah yine göz ucuyla süzdü ama yok yine hazır değildi sevdiceği. Ne yazık!
Bir gün uyandığında, ökkeş kendini boeing marka bir uçağın içinde buldu. Uçak istanbul'a doğru ilerliyordu, haritadan görünene göre pek bir yol da kalmamıştı geriye peki ama nereye gitmişti? Arkadaşları hangover hikayelerini ballandıra ballandıra anlatırken içinden hep benim neden böyle bir anım yok ki, bu kadar kontrollü olduğum için hep. aslında biraz kendimi rahat bıraksam.. diye geçirdiği için mi gelmişti bunlar başına. Peki ama bu saçmalığa nasıl bir alkol neden olabilir di ki? Biraz düşündükten sonra, çatallı sesiyle aşk diye mırıldandı kendi kendine - bu mırıldanma seromonisi kendini uçağın haluk bilginer'i olarak konumlandırmasına neden oldu ama neler olduğunu hatırlamasına yetmedi.
Görüyorsunuz ya aşk sarhoşluğu hiçbir şeye benzemiyor işte sevgili okur, pasaportu/vizesi olmayan ökkeş'i, notre dame'ın kamburunu görmeye taa paris'e götüren aşk sarhoşluğu hali kim bilir size neler yapmaz? Onun içindir ki iş yerinizde, yolda yürürken ve hatta moda sahilde dikkatli olun, ortalık bir gün size selam verip gülümseyen, ertesi gün ise sizi görmezden gelerek size olan aşklarını bu şekilde ifade etmeye çalışan kadınlarla dolu. Kardeşlerim! Kendinizi aşkın sarhoşluk halinden koruyun.
à boire! donnez-moi à boire!
Quasimodo
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder