Adam, uzun yıllardır diğer işlerinden arta kalan zamanında kilise ayinlerinde org çalıyordu. Dindar mıydı, hayır. Tanrıyla arasında kapanmamış bir hesap mı vardı, hayır. Peki neydi bu adamın derdi? Bırakalım da kendisini ifade etsin. Çocukken aldığım piyano derslerini hatırlıyorum bu sayede. Ah o piyano dersleri.. Bu ne ya, ah o piyano dersleriymiş peh. Biz dedik belki birşeyler çıkar altından ama altı üstü bir öğrenci öğretmen aşkı çıktı. Neyse yaşına hürmeten devam ediyoruz. Toplama kampından çıktıktan sonra din ile aramda herhangi bir bağ kalmamıştı zaten. Tek derdim çocukluğumun o güzel günlerine, gestapo tarafından kirletilmemiş o güzel günlere dönebilmekti.
Gözlerimizdeki yaşları silmeye fırsat bulamadan kadına dönüyoruz. Ondan da duygu dolu bir hikaye beklerken anlatmaya başlıyor. Ev işlerinden çok sıkılmıştım, bulaşık/çamaşır/yemek derken bi değişiklik olsun dedim. pazar günü ayin çıkışı peder efendi çağırdı beni yanına, kilise korosuna adama ihtiyacı varmış. düşünür müsün dedi. dedim tabi. niye düşünmiyim? zaten beyi de götürdüler çalışma kampı diye dönmedi gitti, artık başkasını mı buldu, ne yaptıysa?
İlk adam farketmiş kadını. Koronun içinde diğerlerinden ayrık duruyor, vokal kısımlarına da titrek bir sesle eşlik ediyordu. Peder çalışma sırasında sıkça koroyu durdurup uyarmak zorunda kalmıştı hatta.
Adam tam hikayeyi kendi açısından anlatmaya başlamıştı ki kadın giriyor hemen söze, e ne olacaktı, yeni bir ortama girmişim üzerimde bir çekingenlik, hem yıllardır bulaşık aşağı, çamaşır yukarı düzeninde ilerlemiş hayatım. üzerinden yıllar geçmiş hala nasıl hatırlıyor beni, insan iki çift güzel laf söylemez mi beyoğlum sen söyle.
Çiftimizi yıllanmış tartışmalarıyla geride bırakırken aklımı kurcalayan binlerce soru var..
Din dersinden hep en iyi notlarla geçmiş ateist bir ressamın eserlerini görüyorsunuz yukarda. Krakov'da pazar günleri kurulan geleneksel boncuk ve resim pazarında resimlerini sergiliyor her hafta. Sağolsun kırmadı bizi ve kendisiyle resimlerinde kullandığı temalar, ilham kaynakları ve hayat üzerine kısaca sohbet etme fırsatı bulduk. Teşekkürler Pawel!
The non-german population of the eastern territories must not receive any education higher than that of an elementary school with four grades. The objective of this elementary school must simply be to teach simple arithmetic up to 500 at the most, how to write one’s name, and to teach that it is god’s commandment to be obedient to the germans and to be honest, hard working, and well-behaved. I consider it unnecessary to teach reading.
Heinrich Himmler
Kariyer ruhu özgürleştirir!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder