Müslüman mahallesinde salyangoz satmak ile anlatılmak istenen, islam inancının kendini ne kadar sınırlayan, farklı kültürlerin içine girmekte zorlanan bir din sistemi olduğu olsa gerek. Aynı terimin hristiyan inancı için geçerli olduğunu düşünemiyorum ki misyonerlik faaliyetler ile dünya üzerindeki bir çok farklı kültürün içine truva atı misali girebilmiş bir inançtan söz ediyoruz. Nerden baktığınıza göre bu pazarlama başarısı takdir edilebilir veya edilmeyebilir.
Burayı geçelim, gelecek durak dinler neden yayılmak zorundaydı?
Bir cemiyet yozlaştığı için ona göklerdeki varlıktan bir düzeltme geçilir, hikayelerde en azından din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde bahsi geçtiği kadarıyla olan bu. Sonrasında ise bir takım savaşlar ve dini yayma çalışmaları, e peki yaymaya çalıştığın adamlar bozulmamışsa n'olacak, misal günümüzde fas diye adlandırılan bölgede yaşayan berberi insanların ihtiyacı yoktuysa müslümanlığa, karşılaştırınca kendilerinin daha adil, daha insani bir yaşama sistemleri vardıysa, biz bunu almayalım demeleri normal değil mi? Yeni bir dinin gelmesi ile inananlar kusura bakmayın ama son din bu imiş, herkesin buna geçmesini rica ediyorum denilse ne gibi bir karşılık vereceğiz?
Yolculuğumuzun başında yağmur çiseliyordu ve esrarengiz bir hava vardı. Büyük bir sis destanına tanık olacaktık anlaşılan. ”Hey!” diye bağırdı Dean. “Gidiyoruz işte!” direksiyona abanıp gazladı; havasını bulmuştu, herkes farkındaydı. Hepimiz keyifliydik, karmaşayı ve anlamsızlığı arkada bıraktığımızın, zamanla ilgili tek ve yüce işlevimizi yerine getirmekte olduğumuzun farkındaydık: hareket etmek. Ve hareket ettik!
On The Road -- Jack Kerouac
Sana baktığımda kabuğundan ötesini göremediğim, hissettiklerini ve nedenlerini anlayamadığım zamanlardan geçiyorum. Belki bir inanışta olduğu gibi fotoğrafını her çektiğimde ruhundan bir parçayı kopyalayabilmiş olsaydım daha kolay olabilirdi.
Jedi inancının en güçlü olduğu ülkelerden birisi fas, gittiğinizde kılıçlarını gömmüş binlerce jedi ile karşılaşabilir kurulan pek çok devrik cümleye şahit olabilirsiniz yollarda. Hepsinin ortak şikayetleri ise galaktik imparatorluğa karşı yürütülen savaş sonrası sadece özgürlük kutlamalarında hatırlanmaları.
Fotoğraftaki jedi'ımızın karşısında muhtemelen şehrin modern yüzü şeklinde pazarlanacak bir yaşam kompleksi var, biz göremiyoruz ve nasıl bir şeye benzediğini tahmin etmek için görmemize de gerek yok. Bu yaşam kompleksi ismi benim gibi basit yaşayan insanlar için pek uygun olmadığını hemen anlayabilmemiz için verilmiş reklamcılar tarafından.
Arka tarafta kalan ise muhtemelen fotoğraftaki jedi'ın da ikamet ettiği, çamurlu yollardan geçilerek girilen ve yaşamaya giriş seviyesinde kalmış evlerden oluşan bir bölge.
Charles Dickens'ın iki şehrin hikayesinde anlattığı kutuplar artık dünyanın dört bir yanında aynı şehir içinde ortaya çıkıyor.
Aşklarını dalgalara karşı siper etmiş bir çift ufka doğru çevirmişler bakışlarını. Hermes'ten gelecek güzel haberleri bekliyorlar günlerdir karasal iklimin gece soğuğuna aldırmadan. Yeni truva savaşının hemen öncesinde, poseidon ise kendisine adanmamış kurbanlar için kızgın, dalgalarını yolluyor ve ama inanan sayısından aldığı gücü yeterli değil ki aşıklarımızın bedenlerini kayalara çarpmaya.
Pasif modda, deklanşöre basan adamın aklında ise lars von trier'in breaking the waves filmi.