• 0
sienbisie izliyorum radikal okuyorum hayatı kaliteli yaşıyorum un bir haftası...

saçlarımı kestirince kendimi TSCC 2.sezondaki john connor sandım, çevremde küçük çaplı helecan patlamaları yarattım.
komşu illerden destek ekipler gerekti. TSCC için küçük benim için büyükçe bir adım.

betılstar galaktikanın son bölümüne denk geldim, daha önce takiplememe rağmen yapacak daha önemli bi işim olmadığı için
-bunu nolur yapacak bir işimin olmamasına yormayın- izlemeye koyuldum. uyumuşum.

sabah servisi kaçırdım. iett ile iki vesait ile zorlu bir yolculuğa çıktım. ilk vesaitte kapitalist sistemin açgözlü ve acımasız
durumu üzerine, ikinci vesaitte ise, yolda gördüğüm tesettürlü bölümü bulunan bir kuaförden ilhamla, başörtüsü olayına ilişkin bir hodri meydan
yazısı yazdım.

hızımı alamadım işten çıkınca radikal de çok bozdu, bi yıldırım kaldı muhabbet yapacak seni aradım, bulamadım 33569 km öteye gitmişin.

TSCC: Terminator Sarah Connor Chronicles

gidişler

  • 0


ayakkabımın ağzından bir günbatımı hikayesi, korku-aşk ve ihtiras dolu




denize girmekten korkan bir kayanın hüzün dolu hayat hikayesi



başarılı, hırslı ve son derece romantik bir kayanın portresi



gidişler

ready, able

  • 0


grizzly bear ismini hemi de klibiynen divina'nın imagine roomunda gördüm. atıldım. beğendim hemen gölgelerin gücü adına paylaşımcı ruhum harekete geçti. üzerimdeki çekingenliği attım - malum gölgelerin gücünün verdiği cesaret hormonu - koydum dükkana. -gaza geliş ile beraber hitap cümlesi gelir. ey insanlar ya dinleyin ya da dinlemeyin!

yazın tatile gidecek olup kilo almak istemeyen bir yandan da tatlı birşeyler yemesi gereken bayanlara, erkeklere öneri. for example doğumgününüz; bol krem şantili kekler yemeyin gelin tarçınlı havuçlu leziz kekleri mideye yollayın. kolaymış fantaymış içmeyin sakın ola. pazardan alın birkaç kilo vişne, kaynatın komposto yapın. kaynattığınız vişne kompostosunu doldurun bardağa afiyetle için.

yazın ortasında film/dizi mi izlenirmiş diyen arkadaşlara da şöyle bir öneri getireyim; six feet under diye bir dizi var indirin onu. efenim alın karşınıza üfürücüyü serin serin ferah ferah açın bilgisayarınızdan izleyin günde bir bölüm yanında eğer kaldıysa bir bardak da vişne kompostosu. haydin afiyetle!

alındı




*ah gözünü sevdiğim aydın kişi,
1952 senesinde anadolu'da
hala tezektir her işin başı
amma burnumuzun dibindeki dağda linyit varmış
kara kömür çıkarmış on parmağını topraktan
damar damar
yüzümüze bakarmış
onun yanıbaşında başı boş bedava
kızılırmak akıp gidermiş
kimin umrunda!.. gelsin tezek
gitsin tezek
öyle tiryakileri var ki mübareğin
nerde ise iri kıyım sarıp tüttürecek
canım ciğerim tezek her derde deva
üstüne üstelik bedava.

B. Rahmi Eyüboğlu


diyorum ki boş durmasın blog atayım önüne bir resim bir de şiir alsın ortalığı sohbet helecanı. sıcaklardan mı bahsedersiniz yoksa nemin önlenemez yükselişinden siz bilirsiniz. ister güler zere ister hurşit tolon hatta isterseniz tayyibimin kaşları kara deyin amma velakin susmayın, sağım solum önüm arkam suskunlukken her daim sobeleniyorum. yazık oluyor bana.

tatilden arda kalanlar

  • 0
darwin der ki; insanoğlu o kadar kendini beğenmiştir ki zaten var olan bir toprak parçasını bulduğunda orayı yerlilerinden daha sahiplenir. oralıları öldürür, küçümser, sürgüne gönderir ve ilkokul tarih derslerinde de zaten hep orada olduklarını, ilkellerden topraklarını temizlediklerini anlatır.



ben tatilde fluyu buldum. saatler, günler boyu ne çektiysem fluydu sayın seyirciler. bi de her seferinde baksana ne kadar -farklı- masalı şeklinde kendimi onaylattırdım. acı çektirdim sana artık farkındayım şimdi şimdi.




burda da doğaldan çerçeveli fotoğraf çekme tekniğinin önemli eserlerinden biri. gönül ister 16. yy a rönesansı alevli vakitlerine ait olsun. ama michael jackson'un öldüğü popun kralsız kaldığı vakitlere ait.



burda da eskinin kendini beğenmiş krallarından birinin gocccaaaa mezarı amma gelin görün ki şimdilerde insanların gelip, içip, işediği -venividivici- bir mekandan başkası değil. deniz manzaralı beyimizin mezarı bu arada.

bir grup hınzır

the fethiye chronicles

  • 0
yaz dediğin terleme mevsimi vesselam. ben de daha güneylere gittim, ölmezsem terlemekten hiç olmazsa güçlenirim düşüncesi içinde. yolculuk sırasında nilüfer turizmin koltuk başına lcd ekran hayalkırıklığından, çapkınlıklarıyla beni boğan yan komşum delikanlıdan fazla bahsetmiyeyim. malum sıcaklar bunlatıyor, bu kadar kelamı da karşımdaki üfürücü yardımıyla edebiliyorum -kimin umurundaysa, ne arayanım var ne soranımız (bkz: gregor'un günlüğü).



tatil deyince hem dökelim kurtlarımızı disssko disko disssko disko müziği eşliğinde hem de o koy senin bu koy cem uzan'ın gezelim diyerekten bir tura yazıldık hemencene. amma velakin aradığımızı değil de kendi halinde sohbetlerin, hüzünlü alman amcaların teyzelerin biralarını lıkırdattığı bir gezintiyi bulduk. fotolar da bahsi geçen gezintiden. keyfini çıkarın :) haydin öptüm baay :)))




dis ist deneysel.