Şakalarespriler ve Sinema

  • 1


Sevdiğimiz İrlandalı Colin Farrell, kariyerini Miami yolundan Brugges tarafına kaydırmasıyla gözüme girmişti. Amman bu yoldan ayrılma der olmuştum ki sağolsun kırmıyor beni. Henüz Ondine'ı izleme fırsatı bulamadım ama gelecek filmi ile güzel günler göreceğiz, ingiliz aksanı kokan gangster filmleriyle dolu günler demiş gibi oldu. Uzatmıyayım, Oscarlı Scorsese filmi the Departed'ın da senaryosunu yazmış William Monahan'ın yönettiği London Boulevard'ı, yakın zamanda izleme fırsatı buluruz diye umuyorum. Filmde kadın oyuncu olarak da beğendiğim anoreksiyalılardan Keira Knightley var ki very şukela. Birisi fragman mı dedi, this way.

bitti mi sandın, bitmedi.

bonus babında bir de şöyle birşey var; indie filmleri ile gönlümde taht kurmuş yapım şirketi, fox searchligt pictures'ın sektörde onbeşinci yılı dolayısıyla çekilmiş güzel bir vidyo.

bu sevda bitmeeeez.

uluslararası gündemi uzun süre meşgul eden şilili madenciler vakasının filme çekilmeyeceğini düşünen yoktu herhalde. [burdan yeni filmimin [yeni derken] holivudun çektiği senaryo sıkıntısına dair bir belgesel olacağını duyurmaktan övünç duyarım.] böyle bir filmde rol alması düşünülen en olası isim de bana kalırsa javier bardem olsa gerek. Der ikeen , üstüne bastın ayağını kaldır diyor yan hakem, javier bardem'li haberler bulvar gazetelerine düşmeye başlamış bile.

zincirlere vursalar, zamanı durdursalar, sırtımdan da vursalar...

Helena Bonham-Carter, Colin Firth, Geoffrey Rush gibi güzel oyunculardan kurulu bir İngiliz filmi daha yolda efendiler. Hem de önemli dallarda Oscar adaylıkları alacağı düşünülen bir film bu. The King's Speech . İkinci dünya savaşı zamanlarında, konuşma bozukluğundan muzdarip ingiliz kralı altıncı henry'nin hikayesini anlatan filmde yönetmen, John Adams ve The Damned United filmlerinden tanıdığım, bildiğim Tom Hooper.

Noel yaklaşıyor ya çoklu yönetmenli, sevgi temalı holivud filmlerinin de son rötuşları yapılmaya başlanmıştır gayrı. Üç vakte bizim yönetmenlerden de içinde şafaksezer'in olacağı bir kurban bayramı derleme filmi beklerdim. Her ufak filmde başrolünü şafaksezer'in oynadığı bir komikli şakalı hikaye anlatılsa, milletçek gülmeye eğlenmeye ihtiyaç duyacağımız şu günlerde şafaksezer'e doysak. negzel olmaz mıydı?

Exitthroughthegiftshopvari



Ters ninja kanunu, senaryolarda kullanılan bir klişedir. Ters ninja kanununa göre, kötü adamların sayısı ne kadar fazla ise, kahramana zarar verme olasılıkları o kadar düşüktür. Eğer kahramanın karşılaştığı düşman bir tane ise, bu savaş, kavga veya mücadele çok uzun sürer. Teke tek savaşlarda, kahramanın, kötü adam tarafından zarar verilme ihtimali çok yüksektir.



http://www.criticalmassistanbul.org/




...you do not know, you cannot know, what it means to have eyes in a world in which everyone else is blind, I am not a queen, no, I am simply the one who was born to see this horror, you can feel it, I both feel and see it...
Blindess - Jose Saramago



Waj: We'll blow something up.
Omar: What we gonna blow up Waj?
Waj: Internet.

Pakistanlı cihat sevdalısı dört mücahidin intihar bombacısı olma yolundaki hikayelerini anlatan, destansı ingiliz komedisi Four Lions'dan alıntı.



will they find our hiding place?
is this our last embrace?
or will the walls start caving in?
muse - resistance [queenvari mi ne]
  • 0


Artık kaçmasan ya benden beybi, neden böyle yapıyorsun ha neden?
Ah sevgilim, uzaklaşmak zorundayım senden buralardan gitmeliyim. çünkü.. çünkü eğer daha fazla yakın durursam sana. benim de sevilebilecek yanları olan bir insanoğlu olduğuma dair düşünceler gitgide kuvvetlenecek kafamda. ve..
Neden bahsediyorsun sen, şapşal şey. şimdiye dek tanıdığım en şeker şeysin sen :)))
Sözümü kesme lütfen. Zavallı hayatım boyunca çevremde beni dışlayan insanlara karşı duyduğum öfkeyi, öldürme isteğini dizginlememin tek sebebi, kafamda devamlı vızıldayan, benim dünya üzerinde sevilmeye değmeyecek yegane insan olduğuma dair düşüncemdi.
Böylece hem kendimi özel hissediyor hem de içimdeki öfke fırtınasını dindiriyordum. Ama şimdi sen çıktın karşıma, bana çömlek kebabı bile yaptın. Ne bir özelliğim kaldı ne de öfke selimin önünde duracak bir bent.
Oooooy kıyamam ben sevgiliiime, üzdüler mi seni, kırdılar mı. canım yhaaaa :((
Verdiğin vereceğin tepkine s.kayım.

Sonrasında the killer inside me filminden alınmış sahneler tasvir edilir okuyucuya..

Henüz yazılmamış bir kitabın, başrol karakterinin neden böyle bir kiralık katil [bir nevi leon] olduğuna dair hikayenin fılaşbek kısmından.

Aşağıçiğil Postası

Marketten aldığı hazır çorbanın arkasında yazan yemek tarifini kendi üzerinde deneyen üniversite öğrencisi evinde ölü bulundu.

Google, 29 Ekim için hazırladığı logo aleyhinde kampanya başlatan türk gençliğini, arama motorunda kullanılan arama sözcüklerini isim isim ifşa etmek ile tehdit etti. liseli serap severler tedirgin.

Boston şehrinin yeşil beyazlı takımı Celtics'te yıllardır süren üç büyükler geyiğine geçen seneki performansı ile karşılık veren Rajon Rondo, bu seneye de etkileyici istatistiklerle başladı. 24 asist !?!?

last.fm üzerinde, Mustafa Sandal şarkılarını "doom-metal" olarak etiketliyen bir grup genç ortamda ciddi infiale yol açtı.

niğde'de düzenlenen örgü teknikleri ve pekmez festivalinin son gününde açıklanan, yüzyılın en başarılı örgü stilleri listelemesinde ilk sırayı, zeki müren dişi ve türkan şoray kirpiğini geride bırakan haroşa aldı. bilmeyenler için haroşa örgüde ipliğimizin yönü hep bize doğru olacak, sap şişi ilmeğin ortasından kendimize doğru batırırken ipliğimizi de kendimize doğru doluyoruz.
ayrıca basına kapalı olarak yapılan laikçi ev hanımları toplantısından çıkan karara göre de, ilerleyen zaman içinde bulunacak ilk örgü tekniğine atatürk çapağı isminin verilmesi kararlaştırıldı.

  • 0
bugünki yayının sonuna geldik gelecez derken, songbird'de porcupine tree normal çalıyor. 4:35'de başlayan solo arkasından steve wilson der ki; wish I was old and a little sentimental.

dağılın.

yarından itibaren rtük dağıtacakmış çocukları tv ekranı başından saat dokuzu buçuk geçe ya ya. üzgünüm çocuklar fatmagül'ün suçu neymiş öğrenemiyceeniz.
yüce türk yargısı yeni nesil sosyal interneti engelleme yolunda önemli bir tuğla daha koymanın eşiğindeymiş. kim kimin duvarına işemiş bilmiyorum ama feysbuk da engellenebilirmiş. fısıltı gazetelerinden dökülen haberlere göre olayların arkasında türkiye'deki internet reklamcılığı pastasından daha büyük pay almak isteyen turkiye.gov.tr'nin sahipleri varmış. yakında memeli popuplar çıkabilir devleti kısayolundan.
the doctor der ki; people assume that time is a strict progression of cause to effect, but *actually* from a non-linear, non-subjective viewpoint - it's more like a big ball of wibbly wobbly... time-y wimey... stuff. zaman bulamadım bloga yazmaya gibi bahaneler pek bir yavan kaçıyor. gündem yoğun, hanefi avcı diye bir şahıs çıkıyor, daha önce ışıkların bir dakika söndürüldüğü karanlıkta ortaya çıkıp bö demiş en son. şimdi işkence ettiği adam ile beraber aynı örgütte yer aldığı iddiasıyla içeriye alınmış. simon says, fethullah diye kitap yazmış vesayre. tek tip askerlik geliyormuş, yok gelmiyormuş, oniki ay olacakmış yok yok dohuz ay olacakmış, enee dört ay diyolar len şeklinde konuşmalar. yaprak dökümü babasının iç seslerinin salgılattığı bıktırıcılık hormonu + berberin kafama boca ettiği naneli olips aromalı losyon ile aldığım hal. ve bütün bu olanların üstüne bugün bindiğim dolmuşta kaptan kokpitinde, doçlandın köln şehrinin metalden simgesini görmem bir tesadüf olamaz. berber, dolmuş şöförcüsü, alman istihbaratı, bizim proje yöneticisi elele vermiş ülkenin [affedersiniz mode_on] .mına koyuyor.