İnadına Tatava

  • 0
gidişatın yönü odur ki, şimdi akepenin zıddı diye ve nispeten güçlü diye cehepe saflarında olanlar, yakında akepenin parti içine demokrasi getirebilmek amacıyla, akepe içinden çıkacak muhalefet kanadı safında akepe parti başkanlığı seçiminde oy kullanacak. 

dienes değiştirerek evine ekmek götüremeyen babaların olduğunu hatırlayarak yaparsak yorumları, insanları aşağılayan, faşizmin sıradanlığının tükürüklerini daha zor saçarsak etraflara falan filan işte. cümleleri bitirme derdine son. 

bağlanma problemi olan, cümleleri bağlayamayan bir yere adamına selamlar. 

enseyi karatmayın, bal porsukları partisinin olduğu yerde umut vardır.


Snooze

Snooze


Sånger från andra våningen

Sånger från andra våningen

  • 0
Sånger från andra våningen, cesar vallejo'nun aşağıdaki şiirinden esinle çekilmiş bir roy andersson filmi, filmin içinde çeşitli bölümlerde de şiirden parçalar yer alıyor. 
filmin ana teması ne? absürt bir çerçeve içinde, şehirli insanın hayatından parçaları metaforlarla çiziyor. belki izleyicinin oturduğu komforlu ikea koltuğunun, kendisine artık o kadar da rahat gelmeyeceğini umuyordur. ikea isveç markası değil mi, neden istikbal değil? isveçteki bir insan ile türkiyedeki bir insanın dertleri, dertlerinin öncelikleri tabii ki tamamen aynı değil. lakin şehir insanının tüm dünyada belirlenmiş bir açmazlar bütünü de var. bu bağlam içinde bakarsak ikea/istikbal ayrımı da anlamını kaybeder sanırım, yada kaybetmez. anlayamazsın. sonuç? mamafih, film bittiğinde insanda yarattığı rahatsızlık hissini, filmin başarısına havale ediyorum. insan olmak zor netekim. yukarıdaki resim ne alaka? cevab veremedim, ama güzel değil mi.
 
Beloved be the unknown man and his wife.
My fellow man with sleeves, neck and eyes!
Beloved be the one who sleeps on his back.
The one who wears a torn shoe in the rain.
Beloved be the bald man without hat.
The one who catches a finger in a door.
Beloved be the one who sweats out of pain or out of shame.
The one who pays with what he does not have...
Beloved be the ones who sit down.
Beloved be the one who works by the day, by the month, by the hour.
Beloved be the one who sweats out of pain or out of shame.
The person who goes, at the order of his hands, to the movies.
The one who pays with what he does not have...
The one who sleeps on his back.
The one who no longer remembers his childhood.
Beloved be the one who sits down.
Beloved be the just man without thorns.
The bald man without hat.
The thief without roses.
The one who wears a watch and has seen God.
The one who has honor and does not die!


Stumble Between Two Stars  by Cesar Vallejo
The Graduate

The Graduate

  • 0
Mrs. Robinson, you're trying to seduce me. Aren't you?
IFF 2014 Önerileri

IFF 2014 Önerileri

  • 0
Oscarların habercisi olarak adlandırılmayan nadir film festivallerinden istanbul film festivalinin bir tanesi daha (tam olarak otuzüçüncüsü) yaklaşırken, yoğun bir önçalışma sonrası (içimdeki sinefil maymunun açgözlülüğünün de büyük etkisiyle) seçkide yer alan 232 film arasından aşağıdaki listeyi hazırladım. queyifler olsun.

BİZDEN İYİSİ YOK | VI ÄR BÄST
İNFAZ | CALVARY
HAYAT BİR ESİNTİDİR | LIFE´S A BREEZE

SIFIR TEORİSİ | THE ZERO THEOREM|
DURGUN HAYAT | STILL LIFE
PARALEL EVREN | COHERENCE
BÜYÜK BUDAPEŞTE OTELİ | THE GRAND BUDAPEST HOTEL
SALINGER | SALINGER
İNCE BUZ, KARA KÖMÜR | BAI RI YA HUO
WALESA | WAŁĘSA. CZŁOWIEK Z NADZIEI

IDA | IDA
BEN, KENDİM VE ANNEM | LES GARÇONS ET GUILLAUME À TABLE!

TANRININ OĞLU | CHILD OF GOD
TATLI BİBER DİYARIM | MY SWEET PEPPER LAND

BULUŞMA | ÅTERTRÄFFEN| THE REUNION
FRANK | FRANK
HEPMİZİN SEVGİLİSİ | URI SUNHI
SOKAK KÖPEKLERİ | JIAO YOU

CLUB SÁNDWİCH | CLUB SÁNDWICH
DIŞİŞLERİ | QUAI D´ORSAY

METALCİ | MÁLMHAUS

Simon Pegg and Nick Frost's Star Wars

A few days ago in a desert not so far away...
 
simon pegg, nick frost, edgar wright üçlüsünün yer aldığı her türlü işe olumlu anlamda bir önyargım var, bunu da şimdiye kadar boşa çıkarmadılar. yukarıdaki video, mr. pegg ile mr. frost'un star wars remake çalışmasından arta kalan tek sahne. keyifle tüketiniz.

hayatım ile geleceğe dönüş filmi arasındaki yedi fark

  • 0
ruhumdaki delikleri içinde sen geçen anılarla yamamaya çalışıyorum
yüzün yavaş yavaş siliniyor aklımdan
beraber çektirdiğimiz fotoğraflara bakıyorum tazelemek için hafızamı, orda da durum aynı
sanki geleceğe dönüş filmindeymişiz de birşeyler yanlış gitmiş gibi
gerçekte olan ise geleceğe dönüş filminde değiliz ve benim seni kaybetmek için filmde olmaya ihtiyacım yok
geleceğe dönüş filminde olsam hatalarımı düzeltmek için bir miktar uranyum ve çöpten bulduklarımı bir mutfak robotunda öğüttükten sonra geri dönerdim zamanda
söylenmemiş sayılırdı sözler
ama ben gecenin bir yarısı sözlerimi geri alamam diye mırıldanıyorum 
geleceğe dönüş filminde olsam kaçınmam gereken en önemli şey yapacağım yolculukta, geçmişteki kendimle karşılaşıp uzay-zaman sürekliliğinde bir bozulmaya yol açmamak olurdu
benim tek yapmam gereken ise umut barındırmamak içimde biliyorum ki geride kalacak umut kırıntıları benliğimin bir kara deliğe dönüşmesine yol açabilir

Remind Me Tomorrow

Remind Me Tomorrow

  • 0

Rewind Us Back Sam

Rewind Us Back Sam

In a world.. ilişkilerin belirli aralıklarla kaydedildiği, istenmeyen bir durum oluştuğunda iki kişinin ortak izniyle bilinçlerin istenen bir noktaya geri sardırılabildiği. ayrılık yüzdeleri yeni teknoloji ile birlikte gerilemeye başlamış. ve böyle bir dünyada, bir hacker (tüm hipsterları kucaklayacak bir karakter olsun, müzikleri de of monsters and men gibisinden hipster müzikleri yapan bir gruba sipariş etmeli) partnerinin (rooney mara olsun bu, özellikle arkadan güneşin parladığı ve kızımızın kameraya doğru gülümsediği bir sahne ile en az on dakka seyircinin filme ola ilgisi devam ettirilebilinir) izni olmadan da geri sardırma özelliğini kullanabileceği bir yol bulursa neler olur. ve neler olmaz ki, bir dolu macera biraz melodram bolca eğlence. kristmıs sıcaklığındaki romantikli komedili aşk filmlerini evinizin taa içine kadar sokan prodüktörlerden, rewind us back sam. 

michel gondry'nin eternal sunshine.. ile açtığı yolda spike jonze'un her'ünden esintilerle ilerleyen bir film.
dudullu postası

ekşisözlük

bilinçaltının derinliklerinden gelen bir hikayenin yalnız kalmaktan nefret eden bir adamın bakış açısıyla yorumlandığı berbat bir hikaye.
slavoj zizek

sana puanım dokuz kanka.
roger ebert 
I Will Not

I Will Not

  • 0
I will not miss you.

aynı frekansta titreşmeye devam ediyor partiküllerim ve onlar titreştikçe benim içimde bir ürperme ile devamında gelen farkındalık hissi. yalnızlığın farkındalığı. yalnızlığın farkındalığı mı sensizliğin farkındalığı mı daha öne çıkıyor bilmiyorum. yine de buna teslim olacak değilim. beynimden tüm yönlere doğru hızlı kimyasal tepkimelerle ilerliyen bir mesaj. içinde seni özlememem gerektiği bilgisini taşıyor.
Iktsuarpok

Iktsuarpok

  • 0
Seni ne kadar özlediğimi ifade etmek istesem yeni bir kelime icat etmem gerekirdi, dedim. Cevab veremedi.

Uçan Kaykay

  • 0
Şu adreste ikamet eden HUVrTech şirketi kalplerimize geleceğe dönüş serisiyle giren uçan kaykay hayalini gerçekleştirdiğini iddia ediyor. Hatta iddia ile yetinmeyip, christopher lloyd, tony hawk gibi isimlerin de yer aldığı yukarıdaki tanıtım vidyosunu hazırlamışlar. 
İnsanın iştahını kabartan bu vidyoyu izlerken, siz yine de kendinizi olası bir viral olayına karşı hazırlayınız.
Grace Kelly

Grace Kelly

  • 0
  Mr. Hitchcock taught me everything about cinema. It was thanks to him that I understood that murder scenes should be shot like love scenes and love scenes like murder scenes.
 
-insanın yanındayken kendini avrupa'da denize sıfır bir ülkenin prensiymiş gibi hissedebileceği kadın, grace kelly.