Jambo

Jambo

  • 0

Kahramanlarımız, uzun uçak yolculuğu sona erdiğinde ve artık uçaktan inme vakti geldiğinde, uçağa yaslanmış olan merdivene doğru yönelirken, çekingen bir tavır içindeydiler. İşte bu çekingen tavrın getirdiği uysal adımlarla ilerlediler aşağı doğru. Gecenin bir yarısıydı, yöre sivrisineklerinin her an bir saldırı gerçekleştirmesi bekleniyordu. Bu beklentiyle, daha yola çıkmadan kendilerini bir takım kimyasallara bulamışlardı onlar da.

Belki burda biraz da seyahat öncesi hazırlıklara bakmak lazım, alınan ilaçlar, yaptırılan aşılar.. Siz yine de çoğul ekine bakmayın tekil bir aşı ile tekil bir ilaç vardı ortada. Bir de nietzsche vardı kulaklarda; bu yaptırdığınız aşılar sizi güçlendirecek evlatlarım biliyorsunuz, öldürmeyen şey daima güçlendirir insanı diye durmadan tekrarlıyordu ünlü filozof.

Metabolizmalarında bol miktarda çekinik gen içeren kahramanlarımız işte bu ahval altında, vize kontrolüne doğru, garip ama bu kez emin adımlarla, ilerlediler. Bahsi geçen emin adımların etkisiyle mi yoksa pasaportun arasına sıkıştırdıkları dolarların etkisiyle mi bilinmez ama vize işlemleri tez zamanda halledildi. I have a visa şeklinde başlayan tarihi bir konuşma eşliğinde de kabul salonuna zuhur ettiler.

[Kabul salonundan, havaalanının dışına çıkış yaklaşık 10 adım kadar olduğundan burda bahsi geçecek bir aksiyon yaşanmamıştır. İşbu nedenle bu kısmı anonslar eşliğinde geçiyoruz.]

Tam havaalanından dışarı çıkmış, kendilerini orda bekleyecek kişiyi göz yordamıyla bulmaya çalışıyorlardı ki çevreden yükselen Jesus hallelujah nidalarını duydular ve ilk anda anlamlandıramadılar bu garip durumu. Ancak ve ancak insanların sakallı kahramanımız etrafında bir halka oluşturmaları ile kerametin sakalda olduğuna dair bir fikir edindiler sadece. Kahramanımızın o an yaşadığı iç sıkıntılarını ne siz hayal ne de ben tasvir edebilirim. Ancak sonralarda hüpleteceği ananaslardan habersiz kahramanımız (bkz. dipnot) için şunu söyliyebilirim, gerek geldiği yerde, gerekse şu an içinde bulunduğu koordinatlarda, birbirinden alakasız dini referanslarla eğlence kaynağı olması, esprilerin kalitesizliğinden daha az üzüyordu onu.

Şimdi, iki genç adam geceyi geçirecekleri yere doğru yol almaya başlamışken, biz de bir müzik arası verebiliriz. Alpha blondy tüm reggae sevenler için söylüyor, coco de rasta.

Herşey umduğum gibi giderse sizi deliğe doğru yönlendirecek tavşan etkisi gösterecek bu şarkı. Böylece, bu iki genç adamın içinde bir oraya bir buraya meyleden kırmızı hücrelerin taşıdığı, vahşi hayvanların doğal yaşantısına tanıklık edecek olmanın verdiği heyecan duygusunu biraz daha iyi anlayabileceksiniz. Gözler yollarda. Her an saat 3 yönünden çıkabilecek bir yabanıl hayvan bekleniyor ve hatta yollardaki tümseklerin, yaban hayattan asfalta fırlayacak hayvanları korumak amacıyla yapıldığına dair bir konsensus oluşmuş durumda. Ne var ki şoförümüz, kahramanlarımızla aynı heyecan frekansında değil. Tümseklerin kendisi gibi, hızı seven tanzanya şoförlerini yavaşlatabilmek için konulduğunu söylüyor. Söylüyor ama ne fayda, yol yorgunu gençlerimiz götleri üstünde zıplayıp hoplamaktan bitap düşmek üzereler. Artık gözler aynı tutkuyla aramıyor saat 3 yönünden gelecek o canlıyı. Yine de vazgeçmiyorlar ve bunun ödülünü de, artık ödül denir mi bilinmez ama, çevrede dolanan köpekler ile alıyorlar. İyi niyetli gençlerimiz bu köpekleri de yabanıl hayata dahil etmeye dünden razı. Ah, razılar razı olmasına da o tasmalar bari olmayaydı, belki o zaman african wild dog derlerdi, bunlara bulaşmaya gelmez derlerdi, tehlikeli bunlar, öyle bildiğimiz köpeklere benzemez afrikanın köpeği derlerdi, derlerdi de derlerdi.. Ah o tasmalar olmasaydı ya!

Aşağı ve yukarıdaki fotoğraflardan da görüldüğü üzere, yolculuk her daim hayalkırıklıkları içinde geçmeyecekti. Lakin oralara varmamız için önümüzde aşılmayı bekleyen bir gece var. Sivrisinek kovucu kimyasallara bulanmış, tül perdelerin arkasına gizlenmiş bedenlerde geçirilecek bir gece...

dipnot: İşte tam da burda, hem konuyu dağıtmak hem de spoiler vermek pahasına söylemek istediğim bir araştırma sonucu var. Evet küçük çaplı bir araştırma. Tanzanya yerelinde dünyanın dört bir yanından gelmiş kadın ve erkekler arasında yapılan incelemeler sonucunda, bu sakallı kahraman kulunuz almış en güzel sakallı homo sapiens seçilmiş, ödül olarak kendisine ikram edilen dilim dilim ananasları ise birer ikişer götürmüştür.