alfred hitchcock, yıllarca bize yanlış zamanda yanlış yerde bulunan insanların hikayelerini, başlarına gelen belaları anlattı.
türkiye cumhuriyeti devletinde ise durum bundan biraz farklı. türkiye cumhuriyeti devletinin hikayesi, doğru zamanda doğru yerde bulunan insanların başlarına gelen türlü belaların hikayesi.
ülke iç savaşın eşiğindeyse, siz de ülkenin başkentinde barışın sesi olmak isterseniz. ölürsünüz. şehrin ortasında, tarihi anıtların dibinde çatışmalar oluyorsa ve siz böyle olmasın diye sesinizi yükseltir, iki kelam ederseniz, katledilen insanların yanında olursanız. ölürsünüz. türkiye cumhuriyetinin öncülü tarafından soykırıma uğramış kendi cemiyetinizi, sizin içinizdeki nefret sizi zehirliyor, sağlıklı insanlar olmaktan çıkarıyor diye eleştirirseniz. üstüne bir de ben, isviçre'de soykırım olmamıştır, türkiye'de soykırım olmuştur diyebilmeliyim derseniz. ölürsünüz. ama sakın yanlış anlamayın türkiye cumhuriyeti devleti bütün bu suikastları size olan şefkatinden yapıyor.
I know he knows that he’s killing me for mercy.
bak çetin altan eceliyle öldü de noldu diyor kendi kendine türkiye cumhuriyeti devleti. ölmek istemiyorsanız enseyi karartmanın tam vaktidir sesleri..
I know he knows that he’s killing me for mercy.
bak çetin altan eceliyle öldü de noldu diyor kendi kendine türkiye cumhuriyeti devleti. ölmek istemiyorsanız enseyi karartmanın tam vaktidir sesleri..