Devlet İnsanlığın İnkarıdır

  • 0
Ne zaman sömürü söz konusu olsa, burjuvazi çabucak dayanışma içine girer. - Bakunin





Federe olsun ya da olmasın, her devlet, en güçlü devlet olmaya çalışır. Başka devletler tarafından yutulmamak için hırsla her şeyi yiyip yutacaktır, fethedilmemek için fethedecektir; boyunduruk altına alınmamak için boyunduruk altına alacaktır; çünkü birbirine benzeyen ama birbirine karşıt olan iki güç, karşılıklı yıkım olmaksızın bir arada var olamaz.

Bu yüzden devlet, insanlığın en aleni, en husumetli ve en mutlak inkârıdır. Devlet, yeryüzünde yaşayan tüm insanlar arasındaki dayanışmayı paramparça eder ve bu insanların bir kısmını, yalnızca geri kalanları tamamen mahvetmek, fethetmek, köleleştirmek amacıyla kendisine tabi kılar. Yalnızca kendi yurttaşlarını korur; insanların haklarını, insanlığı, uygarlığı sadece kendi sınırları içinde tanır. Kendi dışında hiç kimseye herhangi bir hak tanımadığı için, iradesi doğrultusunda yağmalayacağı, yok edeceği, köleleştireceği tüm yabancı halklara en vahşi acımasızlığı uygulama hakkını küstahça kendisinde bulur. Eğer kendisini o halkalara cömert ve sevecen olarak gösteriyorsa, bu asla bir görev anlayışından kaynaklanmaz; çünkü devletin önce kendisine karşı, sonra kendisini özgürce oluşturan ve onun varlığını devam ettiren yurttaşlarına karşı, hatta sık sık olduğu gibi, artık kendisinin kulu olmuş olanlara karşı sahip olduğu görevlerden başka bir görevi yoktur. Halihazırda uluslararası bir yasa olmadığı için, ve böyle bir yasa devletin mutlak hükümranlığı ilkesini temelden yıkmaksızın asla anlamlı ve gerçekçi bir şekilde var olamayacağı için, devletin yabancı halklara karşı herhangi bir görevi olamaz. Bu yüzden, eğer devlet, fethettiği herhangi bir halka insancıl bir muamelede bulunuyorsa, eğer bu halkın mallarını tamamen yağmalayıp varlığını da tamamen ortadan kaldırmıyorsa, eğer bu halkı köleliğin en alt düzeyine indirgemiyorsa, bu yalnızca ihtiyattan ya da basit bir bağışlayıcılıktan kaynaklanan politik bir davranış olabilir; asla bir sorumluluk anlayışından kaynaklanmıyordur; çünkü devlet, iradesi doğrultusunda, fethettiği bir halkı başından atma hakkına mutlak bir şekilde sahiptir.

İnsanlığın böylesi aleni inkârı, ki devletin özünü teşkil eder, devletin bakış açısıyla bakarsak, devletin yüce görevi ve en büyük erdemidir. Devlet yurtseverlik adını kendisi için çok uygun bulur ve bu ad devletin tüm üstün ahlakını oluşturur. Üstün ahlak diyoruz, çünkü böyle bir ahlak, ister bir topluluğun olsun ister özel bir bireyin olsun, genellikle, insan ahlakının ve adaletinin ötesine geçer ve yine o aynı belirtilerden dolayı sık sık insan ahlakı ve adaletiyle çelişki içine düşer. Böylece, suç işlemek, baskı yapmak, soymak, yağmalamak ve birbirinin yakınını öldürmek veya köleleştirmek, çoğunlukla suç olarak ele alınır. Öte yandan, yurtseverlik açısından bakarsak kamusal yaşamda tüm bunlar devletin daha büyük bir zaferi, korunması ve gücünün arttırılması için yapıldığında, bir göreve ve erdeme dönüşmektedir. Ve bu erdem, bu görev, her yurtsever vatandaş için bir zorunluluktur; devletin bekası gerektirdiğinde, herkes bu erdem ve görevi yalnızca yabancılara karşı değil, kendisi gibi devletin üyesi veya kulu olanlara karşı da yerine getirmekle yükümlüdür.

(...)

Bugüne kadar devletlerin temsilcileri tarafından yapılmamış olan veya şimdi bile günübirlik yapılmayan hiçbir acımasızlık, hiçbir vahşet, hiçbir saygısızlık, hiçbir yalan yemin, hiçbir sahtekarlık, hiçbir alçakça muamele, hiçbir soygun, hiçbir küstahça yağma ve aşağılık bir ihanet yoktur ve tüm bunlar, uygun olduğu oranda da rezilce olan şu sözlerden başka bir gerekçeye dayanmamıştır: "Devlet çıkarının gerektirdiği nedenlerden dolayı..."

Bunlar gerçekten de rezilce sözlerdir; çünkü bu sözler, resmi saflarda ve toplumun yönetici sınıflarında, Hıristiyanlığın kendi başına lekelediğinden çok daha fazla insanı kirletip onursuzlaştırmıştır. Bu sözlerin söylendiği andan itibaren, herkes sessizliğe gömülür, her şey durur; dürüstlük, onur, adalet, hak, hukuk ve hatta merhametin kendisi bile, mantığı ve o güzel duygusuyla birlikte tamamen yok olur. Siyah beyaza dönüşür, beyaz siyaha. En aşağılık insan davranışı, en adi cürüm, en gaddarca suç, birer erdemli davranışa dönüşür.

Mihail Aleksandrovic Bakunin

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder