"*Tuzla tersanelerindeki insanlık suçuna son! 16 Haziran greviyle dayanışmaya!
İstanbul Tuzla’daki tersanelerde son bir yıl içinde yaşanan işçi ölümleri hiçbir biçimde “kaza” olarak nitelenemez. Hızla büyümekte olan gemi inşa sektörünün kapitalistleri, dünya pazarından büyüyen bir pay alabilmek için işçilik maliyetlerini düşük tutmak amacıyla bir yandan işçileri taşeronlara teslim etmekte, bir yandan da yasaları da çiğneyerek işçi sağlığı ve iş güvenliğini ayaklar altına almaktadırlar. Tersane kapitalistlerinin örgütü olan GİSBİR’in başkanı “kazalar normaldir, olur” diyerek kâr hırsının patronların gözünü nasıl döndürmüş olduğunu ortaya koymuştur.
Hükümet ve parlamento, göstermelik bir takım araştırmalarla meselenin üzerini kapatmaya çalışıyor. İş müfettişlerinin dehşet verici ihlalleri belgeleyen raporları raflarda tozalanmaya terk edilmiştir. Muhalefet partileri göz boyamaya yönelik bir takım protestoların ötesine geçmemektedirler. Yargı sessizdir. Türkiye nefesini tutmuş, 19. yüzyıla yaraşır kanlı bir işyerinde oynanan bu trajediye seyirlik bir oyun gibi bakmaktadır.
Bütün bunlar yaşanırken işçiler mücadelelerinde karşılarında polisi ve jandarmayı bulmaktadırlar. DİSK Limter-İş sendikasının yöneticileri ve sendika üyeleri eylemlerinde defalarca polis saldırısına maruz kalmış, birçok kez gözaltına alınmışlardır. Şimdi Limter-İş 16 Haziran günü yeniden bir grev ilan etmiştir. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihindeki en büyük isyan olan 15-16 Haziran 1970 olaylarının yıldönümü için ilan edilen bu greve destek vermek, seri katillerin yanında olmayan herkesin boyun borcudur.
Biz aşağıda imzası bulunan işçi sınıfının dostu aydınlar olarak, tersane işçilerinin bu mücadelesini desteklediğimizi ve o gün işçilerin yanında bulunacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
Tuzla’da seri cinayetlere son!
Taşeronlaştırma yasaklansın!
Ölüme karşı tersane işçileriyle dayanışmaya!"
Limter-İş ortak bildirisi.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder