• 0
Diploma gereksinimi vesile oldu, bornova özlemine derken bir bakmışın izmirdesin. İzmir kızları güzelliklerini fotoğraflamam konusunda çekimser kalınca ben de yine hayatın yer yer içinden yer yer dışından insanları, vinçleri, ışıklı lambaları fotoğrafladım.

huzurlarınızda,

huzursuz etmesi dileğiyle.




bu amca milleti yok mu, ver eline oltayı al ağzından balığı, rakıyı. kurulmuş kendisi -siz göremezsiniz kulağında walkmani- oturdu -benim izlediğim kadarıyla yansıtırsak- dakikalarca. yalnızlık kokmuyor mu bu deniz be dedim. kendisi peh peh peh demekle yetindi.




genç fotoğrafçının elinde miyop lensi olmayınca eline geçirdiği pazar malı dürbünü yakınlaştırma görevi için kullanmaz da napar söyleyin?



alsancak'ta oturmuş çekirdeklerimizi çitler, biralarımızı yudumlar iken fotoğraf makinası kendiliğinden o anlar yakalayıvermesin mi?



hayatın rastgeldiği o nadir anlardan biri küçük ile orta büyüklük arası bir balık oltasına yakalanmıştı.



dillere pelesenk olmuş mardinli midye mafyasına dahil olduğunu varsaydım, o önünde midyeler gelene geçene pozlar verirken.



her güzel izmir'in bir sonu var imiş, bunu gördüm, anladım.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder