Kutsal Üçleme'de İnecek Var

Kutsal Üçleme'de İnecek Var

  • 0
You can’t, if you can’t feel it, if it never
Rises from the soul, and sways
The heart of every single hearer,
With deepest power, in simple ways.
You’ll sit forever, gluing things together,
Cooking up a stew from other’s scraps,
Blowing on a miserable fire,
Made from your heap of dying ash.
Let apes and children praise your art,
If their admiration’s to your taste,
But you’ll never speak from heart to heart,
Unless it rises up from your heart’s space.

― Johann Wolfgang von Goethe, Faust: First Part
Giysi bizimle hiçlik arasına girer. Vücudunuza bir aynada bakın: Ölümlü olduğunuzu anlayacaksınız. Parmaklarınızı kaburga kemiklerinizin üzerinde bir mandoline dokunur gibi gezdirin: Mezara ne kadar yakın olduğunuzu göreceksiniz. Giyimli olduğumuz içindir ki ölümsüzlükle böbürleniriz: Bir kravat takıldığında nasıl ölünebilir? Giyinip süslenen ceset kendini iyi tanımamaktadr ve ebediyeti hayal ederek bunun yanılsamasını sahiplenmektedir. Et iskeleti örter, giysi eti örter: Tabiatın ve insanın ince kaçamakları, içgüdüsel ve itibarî aldatmacalar: Bir beyefendi çamurdan ve tozdan yoğrulmuş olamazdı… İtibar, saygıdeğerlik, kibarlık – çaresizlik karşısında bir sürü kaçış yolu. Bir şapka taktığınızda, ana karnında günler geçirdiğiniz ya da solucanların yağlarınızı tıka basa yiyecekleri kimin aklına gelir? 

― Emil Michel Cioran, Çürümenin Kitabı
Zamanın birinde, kopernik'ten çok daha önce, dünyanın döndüğünü vücudu etrafında çevirdiği halka ile insanlara açıklayan ve onların güneş sistemimizi biraz daha yakından tanıyabilmelerine olanak sağlayan bir kadın yaşarmış. 
İsmini bilmediğimiz bu kadının iç ferahlatan nefesini, üzerinden geçen onca yıla rağmen üzerimizde hissetmemizi ise onu cadı olmakla suçlayan ve diri diri yakan kilise bile engelleyememiş.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder