tavanı 45 derece eğik, basık gün boyu güneş ışığını emen bir odadan bildiriyorum sayın x.. biliyorum ki seninle ilgilenmediğimi düşünüyorsun, haklısın aslında ben de öyle düşünüyorum ama sabaha karşı saat 4'te ümraniyelerde gezinen bir insanoğlundan da daha fazla ilgi beklememelisin artık bence -direk söylerim söyliyceğmi..
bugün ızgara et yanında vole marka bira içince de dönüşümümün bir aşamasını daha geride bıraktım zaten.. artık dönüştüğüm şeyin ismi ne olur -hulk mu örümcek çocuk mu yoksa karate kid mi - bilmem ama pek bi enteresan maceralara yol açacağı kesin..
bir mutsuzluk tanımı: alakasız devam yazısı..
sen hiç 6lı priz, uyduruk anten, klasik gitar ve zilyon tane cd ile dolmuş bi odada yalnız kaldın mı ki ertesi işgününün gelişini ümitsizce bekleyip mutlu olmaya çalışarak, anlayacaksın beni..mutsuzluk şudur mutsuzluk budur deniyor ama en ümitsizi mutlu olmaya çalışmanın vücuda yaydığı mutsuzluk hissi sanki - bundan bile emin olamadan sanki demek ne peki..
bir gencin uyanışı: alakasız devam yazısı 2
gece saat 5'e doğru hollandalı bir bankanın veritabanlarının upgrade işlemlerini izlerken neredeyim ben ne işim burda demek, orhan pamuk'un kitaplarının arkasında yazan new york times gazetesi deyimiyle çok çarpıcı.. devamı da bir kitap okudum hayatım değişti , bir baktım motorksitle günlüğümü tuttum bi daha baktım devrim yapıyorum güzelliğinde olsa, içimden geçip giden altyazıdan bir bukleyle bitirdim yazıyı farkında değilmişim, iki saattir bir cümle daha yazmaya çalışarak terleyip duruyorum tek ışık kaynağının bilgisayarın 17 inçlik monitörü olduğu dünyamda...
bugün ızgara et yanında vole marka bira içince de dönüşümümün bir aşamasını daha geride bıraktım zaten.. artık dönüştüğüm şeyin ismi ne olur -hulk mu örümcek çocuk mu yoksa karate kid mi - bilmem ama pek bi enteresan maceralara yol açacağı kesin..
bir mutsuzluk tanımı: alakasız devam yazısı..
sen hiç 6lı priz, uyduruk anten, klasik gitar ve zilyon tane cd ile dolmuş bi odada yalnız kaldın mı ki ertesi işgününün gelişini ümitsizce bekleyip mutlu olmaya çalışarak, anlayacaksın beni..mutsuzluk şudur mutsuzluk budur deniyor ama en ümitsizi mutlu olmaya çalışmanın vücuda yaydığı mutsuzluk hissi sanki - bundan bile emin olamadan sanki demek ne peki..
bir gencin uyanışı: alakasız devam yazısı 2
gece saat 5'e doğru hollandalı bir bankanın veritabanlarının upgrade işlemlerini izlerken neredeyim ben ne işim burda demek, orhan pamuk'un kitaplarının arkasında yazan new york times gazetesi deyimiyle çok çarpıcı.. devamı da bir kitap okudum hayatım değişti , bir baktım motorksitle günlüğümü tuttum bi daha baktım devrim yapıyorum güzelliğinde olsa, içimden geçip giden altyazıdan bir bukleyle bitirdim yazıyı farkında değilmişim, iki saattir bir cümle daha yazmaya çalışarak terleyip duruyorum tek ışık kaynağının bilgisayarın 17 inçlik monitörü olduğu dünyamda...
welcome aboard
YanıtlaSil