şirketin kapısının önüne çıkmış yeni terfi zamlarını konuşuyorduk, tuzum kuru olduğundan ne biçim de şiştiniz yaa tepkisi veriyordum ki yanımızdaki küçük grupla birleşme yaşandı -aniden belleğimde mitoz bölünme yaşadığım günler geldi- o zaman farkettim onu, kadıköyde sahaflardan bulduğu nurullah ataç'ın çevirdiği kumarbaz isimli kitaptan, yeraltı edebiyatından bahsediyordu.. sivrileyim bari bi sesim duyulsun niyetlenmesiyle o bu değil de iphone da geldi süper kuul bi alet diyesim geldi cümlemi de kurdum kafamda -maçı kafamda bitirdim yani- öznesiyle yüklemiyle ama bi türlü araya giremedim bikaç jest mimik yaptım, baktım olmuyor çaktırmadan yavaştan yana hareketlerle ortamdan uzaklaştım içeri yöneldim.. ben döner kapının ikinci bölmesinde içeri yönelirken kulak kabarttım da bilişim sektörünün ne kadar yeni ve çalışanlarının ne kadar savunmasız olduğundan bahsediyor, bi sendika kurulması fikrini yineliyordu, çevresindekilere benimse aklımda iş telefonundan beleş konuşma yapmak vardı..
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder