Going to Trabzon Vol. I
bayramda her seneden farklı olarak şeker + harçlık toplamaya çıkmak yerine çantamda yüklü miktarda parayla karadenize doğru yol aldım, horonseverle trabzonda buluşmak üzre.. şimdilerde de post gezi aktivitelerinden yegane zevkli kısım olan anlatma işlevini yerine getireyim istedim. işte bu kısım da hem bu gezi anlatımın girişi, hem de 17 saatlik yolculuk sonraki ilk - kısa - günün özeti olsun ne dersiniz olsun mu.
ilk aşamada birleşmiş -çeşitli- milletlerden insanlarla kahvaltı yaptığımız yere, çeşitli denemeler ve "öğrenciyiz be abi" yakarışlarından sonra yerleşildi. kendimize bayramlık pabuç almak amacıylan çıktığımız çarşı turu sırasında uzun boyumun verdiği avantajla gördüğüm trabzon köşküne yönelindi. çeşitli kazılardan çıkarılmış arkeolojik eserler ve etnografik eserlerden en çok roma dönemi heykeli hermese kanım kaynadı, vücudunun dümdüz olmasını sağlıksız beslenmesine yordum. hermes dışında köşkün tavan işlemeleri dikkatimizi celbetti, üzerinde oldukça çalışılmış diye duydum.
köşkten çıkar çıkmaz kendimizi bayramın favori aktivitesi a.r.o.g'un kollarına bırakmak üzere royal sinemasına yöneldik. ancak filmin kalabalık izleyici kitlesi nedeniyle ertesi güne bilet ayırtmakla yetindik. nispeten bardağın daha az dolu geçen il günün yemekleri ise şöyle; akçaabat köfte/karalahana sarması. ekstralar;
irish coffe/ahududulu -başarısız- kahve/bolca c vitamini.
not: gezinin trabzon ayapı boyunca bizi yalnız bırakmayan sisli havaya şimdiden teşekkür edeyim. ayrıca bizlere doyasıya gezme imkanı veren trabzon'un sıcak havasına minnetimi belirtiyorum.
bayramda her seneden farklı olarak şeker + harçlık toplamaya çıkmak yerine çantamda yüklü miktarda parayla karadenize doğru yol aldım, horonseverle trabzonda buluşmak üzre.. şimdilerde de post gezi aktivitelerinden yegane zevkli kısım olan anlatma işlevini yerine getireyim istedim. işte bu kısım da hem bu gezi anlatımın girişi, hem de 17 saatlik yolculuk sonraki ilk - kısa - günün özeti olsun ne dersiniz olsun mu.
ilk aşamada birleşmiş -çeşitli- milletlerden insanlarla kahvaltı yaptığımız yere, çeşitli denemeler ve "öğrenciyiz be abi" yakarışlarından sonra yerleşildi. kendimize bayramlık pabuç almak amacıylan çıktığımız çarşı turu sırasında uzun boyumun verdiği avantajla gördüğüm trabzon köşküne yönelindi. çeşitli kazılardan çıkarılmış arkeolojik eserler ve etnografik eserlerden en çok roma dönemi heykeli hermese kanım kaynadı, vücudunun dümdüz olmasını sağlıksız beslenmesine yordum. hermes dışında köşkün tavan işlemeleri dikkatimizi celbetti, üzerinde oldukça çalışılmış diye duydum.
köşkten çıkar çıkmaz kendimizi bayramın favori aktivitesi a.r.o.g'un kollarına bırakmak üzere royal sinemasına yöneldik. ancak filmin kalabalık izleyici kitlesi nedeniyle ertesi güne bilet ayırtmakla yetindik. nispeten bardağın daha az dolu geçen il günün yemekleri ise şöyle; akçaabat köfte/karalahana sarması. ekstralar;
irish coffe/ahududulu -başarısız- kahve/bolca c vitamini.
not: gezinin trabzon ayapı boyunca bizi yalnız bırakmayan sisli havaya şimdiden teşekkür edeyim. ayrıca bizlere doyasıya gezme imkanı veren trabzon'un sıcak havasına minnetimi belirtiyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder