bir hayatta yer alan kocabaşlı etkenlerin hepsi bir anda pozitife çevirirse yönünü ne olur sorusuyla başbaşa kalmıştım tam. ne oldu tahmin et, evet bildin, dönemecin ucunda beliriverdi bay ve bayan balkanlar üzerinden gelen soğuk hava dalgası. aniden bulutlarını doluşturdular tepeme, her ne kadar istanbul'un havası bu napacağı belli olmaz açar belki güneş birazdan dediysem de, avutmaya çabaladıysam da kendimi olamadı. önce hafiftan atıştıran yağmur kara, kar tipiye çevrildi, o sert rüzgarla yüzüme yüzüme vurdu gerçekleri bay ve bayan, hayatımın her bir yanına sa(I)çtı . bu andan itibaren içime yayılan rahatsızlık hissinin verdiği uyuma hissiyle dalmışım.
uyandığımda power rangerslar tek bir vücutta birleşmiş düşmana karşı mücadele ediyorlardı, mücadele çok zorlu geçeceğe benziyordu. ortalığa saçılmış diz boyu gerçek hayatı benim için yürünemez bir yol haline getirmişti ki -burda işte o geldi demek uygun düşerdi galiba ama hem bu kolaycılık olurdu hem de ama işte, annemin sözünü dinlemeyerek ayaklarımı sıcak tutacak patik diye tabir edilen kalın çoraplardan almadığıma pişman oldum netekim ayaklarım donmak üzereydi. kendimi, burdan çıkmamı sağlayacak ışığa doğru itelemeye çabalarken bilmiyordum arama kurtarma ekipleri mi peşimdeydi ya da beni özleyen birisi çağrı bırakmış mıydı. tek bildiğim uykumun geldiği ve ayaklarımın üşüdüğüydü. gerçeklerin dondurucu soğuğunun altında kalan vücudum kardan adam motifli battaniyemin içine girip sonsuza dek uyumak istiyordu, yanlış anlaşılmasın dolaylı bir ölüm tasviri yapmıyor yazar burda, uyumak ta ki gerçekler artık gerçek olmaktan çıkıp da yazın dayanılmaz sıcaklığında eriyene kadar, evet evet yazar burda metaforik -öeh- bir kış uykusu tanımı yapıyor.
yukardaki yazım anadolu lisesinin hazırlık sınıfında ingilizce kompozisyon ödevimi hazırlarken yaşadığım ingilizce problemleri nedeniyle kaleme alınmış olup zamanın edebiyat çevrelerinde büyük heyecan uyandırmıştır.
şaka lan şaka sömestr geldi kendime sıcak yatağımda keyif yaparken bu sabah yazdım. haydin yat artık yarın erken kalkıcaksın.
uyandığımda power rangerslar tek bir vücutta birleşmiş düşmana karşı mücadele ediyorlardı, mücadele çok zorlu geçeceğe benziyordu. ortalığa saçılmış diz boyu gerçek hayatı benim için yürünemez bir yol haline getirmişti ki -burda işte o geldi demek uygun düşerdi galiba ama hem bu kolaycılık olurdu hem de ama işte, annemin sözünü dinlemeyerek ayaklarımı sıcak tutacak patik diye tabir edilen kalın çoraplardan almadığıma pişman oldum netekim ayaklarım donmak üzereydi. kendimi, burdan çıkmamı sağlayacak ışığa doğru itelemeye çabalarken bilmiyordum arama kurtarma ekipleri mi peşimdeydi ya da beni özleyen birisi çağrı bırakmış mıydı. tek bildiğim uykumun geldiği ve ayaklarımın üşüdüğüydü. gerçeklerin dondurucu soğuğunun altında kalan vücudum kardan adam motifli battaniyemin içine girip sonsuza dek uyumak istiyordu, yanlış anlaşılmasın dolaylı bir ölüm tasviri yapmıyor yazar burda, uyumak ta ki gerçekler artık gerçek olmaktan çıkıp da yazın dayanılmaz sıcaklığında eriyene kadar, evet evet yazar burda metaforik -öeh- bir kış uykusu tanımı yapıyor.
yukardaki yazım anadolu lisesinin hazırlık sınıfında ingilizce kompozisyon ödevimi hazırlarken yaşadığım ingilizce problemleri nedeniyle kaleme alınmış olup zamanın edebiyat çevrelerinde büyük heyecan uyandırmıştır.
şaka lan şaka sömestr geldi kendime sıcak yatağımda keyif yaparken bu sabah yazdım. haydin yat artık yarın erken kalkıcaksın.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder