Yer/Zaman; beşiktaş'tan kadıköy istikametine hareket eden 12:15 vapuru. çok fazla sayıda olmayan yolcular, vapurun hareketini bekliyor her zamanki acele hallerde. ahmet de orda. pencereden dışarı, soluk havadaki istanbul manzarasına, bakıyor. biraz uzaklara bakan adam havalarında. ama 1-biraz kadar da yani büyük miktarda seviyor dışarı bakmayı. bir nevi pencere önü insanı o. bir nevi bizimkilerdeki cemil. aaa katil geldi. neyse. birazdan gelecek mesaj onu bu havadan çıkarıp, küçük bir iç hesaplaşmaya sürükleyecek. şimdi ise, yeşil-mavi karışımı renkte -amayeşiledahayakın- plastik botlardan geçirmiş ayağına, şişkoca, yüzü yeşil ve turuncu tonlarda garip derecede makyajlı, cumhuriyet mitinglerinin muhtemel katılımcısı, yaşlı hanım, karşısına oturuyor. kokona. elinde -muhtemelen vapura binerken aldığı- taze sıkılmış nar suyu var. koca bağyan çantası-nı kenara koyuyor. ağzındaki sakızı bir iki kez daha çiğnedikten sonra koltuğunun altına savuruyor. nar suyundan bir yudum alıyor. öksürüyor, öksürüyor, öksürüyor.. çok öksürüyor. bıraksan orda yüzyıllarca öksürür o derece. aralarda ağzına nar suyundan boca ediyor. yandan çaycı geçiyor bu esnalarda. çay ne kadar? bir lira. ver bakalım bi tane. açık olsun ama haa! şeker ister misiniz? şeker kullanmam ki ben. açık koydun demi. hay seni gidi çaycı, şeker kullanmaz ki o. al bakalım. muhtemelen çayın soğuması için, az önce bitirdiği taze sıkılmış nar suyunun kabına boşaltıyor çayı. . kendi kendine söylenmeler. aaa tüh bak akıl edemedik de plastiğe boşalttık iyi mi. ay ay ay. ahmet yüz vermiyor kadına, dışarıyı izlemeye devam ediyor. derken.
*..............laaaan şeklinde bir mesaj gelmiş. kimden? şimdilerde yegane dostu olandan, kimden olucak. eskilerde spam adam diye alay ettiği, yüce gönüllü arkadaşından. zamanında, ninja kamlumbağalardaki rafael pozisyonunda bırakırken şimdi beraber dolaşacak ondan başka kimseyi bulamaması üzücü onun açısından. yine giyerken rafael pembe kazağını, gideceksin o kuul tavırlarınla yanına. adeta leonardo gibi. ama. beraber bornova bornova filminin nadir gösterimlerinden birine mi gidecektiniz?
bu kez kadından. telefonu çıkarıyor çantasından, küçük bir yere düşürme tahlikesi ile. okumaya çalışıyor mesajı. oğlum bi bakıversene şuna ben gözlüklerimi unutmuşum. ahmet isteksiz, alıyor telefonu. kim aramıştan geliyo mesaj, biri aramış ulaşamamış felan. kim aramış, tuşleyiversene bi kimmiş yeşile bascan tuşleyiver ben şimdi okuyamam bakalım kimmiş bi ariyim. tamam arıyor, remziye yazıyo. ver bakalım telefonu, hı alo remziye beni aramışın heralde, ee ben karşıya geçiyorum annemin yanına, evet sonra görüşürüz tamam mı, hadi canım pazartesi ben seni ararım akşam üstü gelirsin bizim kızın ofisine hem bak güzel kıyafetler var, onlara bakarsın görüşürüz tamam mı, hadi öptüm. yüz vermiyorsun remziye'ye ama bir gün yalnız ikiniz kalacaksınız diye geçirdi içinden, yanlarından üç beş martı geçti az ilerde kız kulesi. kulaklıklarını taktı. agalloch - bloodbirds çalıyordu, ilerlerken.
mesaj: 2012 diye bi film çıkmış, fragmanını izledim şimdi süper bişi laaaan.
*..............laaaan şeklinde bir mesaj gelmiş. kimden? şimdilerde yegane dostu olandan, kimden olucak. eskilerde spam adam diye alay ettiği, yüce gönüllü arkadaşından. zamanında, ninja kamlumbağalardaki rafael pozisyonunda bırakırken şimdi beraber dolaşacak ondan başka kimseyi bulamaması üzücü onun açısından. yine giyerken rafael pembe kazağını, gideceksin o kuul tavırlarınla yanına. adeta leonardo gibi. ama. beraber bornova bornova filminin nadir gösterimlerinden birine mi gidecektiniz?
mesaj: 2012 diye bi film çıkmış, fragmanını izledim şimdi süper bişi laaaan.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder