kaynayana kadar karıştır felsefesini benimseyerek 2012 londra olimpiyatlarına hazırlanıyorum, kısmetse disk(et) atacağım. kendi dalımda olmasa bile diğer dallarda dereceye girerim düşüncesindeyim.
Soğuk dışarıdan, yine soğuk eve giriş sonrası iç-ısıtma etkisi en yüksek çorba görevine tarhana çorbasını -bol acılı- tayin ediyorum.
yılın keşif meyvası dalında amasya elmasına ödülünü vermek için ... sahneye geliyor. alkış.
artık büyüdüm, pudingi kendim yapıp tencerenin dibini kendim yalıyorum.
bu aralar pek film izleyememiştim, dün akşam filmekimi programında duyup bir kenarlara not ettiğim moon isimli filmi izledim. gerty isimli kompüteri görünce filmde hemen elimden gelen sığlıkla hal9000 misali, bu robot bu adamın ağzını burnunu kırar dediydim ki yanıldım. dark side of the moon'un hasadını biçme düşüncesi de enteresanmış. yegane oyuncu sam rocwell başarılı. film de fena değil. hepimiz için bir de tanım cümlesi gelsin; Moon, district 9 benzeri hikayesini bilim kurgu seviyesinin bir level üstüne taşıma derdinde güzide filmi. film Yönetmeni duncan jones da david bowie'nin oğulcağızıymış.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder