Merkez medya gastelerinin hit manşetçibaşlarına nazire yaparcasına bir başlık ile kıp kıp kıp diye göz kırpmak gerek kuzey afrika diyarına. Bir de şöyle birşey var ki;
"Devrim onun uğruna mücadele edenleri bile hazırlıksız yakalar." Ryszard Kapuscinski@Express Ocak sayısında okundu, blogda şubata marta bağlayan bir geceyarısı paylaşıldı.
Bu sene doyasıya film izleyebildiğim bir
if! geride kaldı. Lakin hala zamansızlıktan izleyemediklerime yanmakla meşgulüm, misal Skeletons. Kültüre ve Sanata bakanlığından tanıdık edinip birşekil izlemek lazım, seed me seed me. Bunun yanında aylar öncesinden fragmanını izlediğimde ilgimi celbeden film
Rubber ve aynı günde izlediğim diğer iki film
R. ve
Lemmy festivalin benim açımdan en iyileriydi diyebilirim ama hergün yeni toplu mezarların açıldığı bir diyarda yaşıyorken
Son of Babylon'u da atlamamak gerekir tabii. Başbakanım olsa gözlerinden boşanırdı yaşlar kesin. Çocukların aniden adamlığa geçişe zorlandığı bir iklimden -pek uzak değil- Irak'tan bir Ahmed ile onun babannesinin, baba-oğul arayışındaki yol hikayesi.
R. ise kısayoldan anlatmak için bir diğer Un prophète denilebilir, değil mi Cemil?
Benim adım Cemil. Filmin oyuncularından ve aynı zamanda filmin uyarlandığı kitabın yazarı kişinin de film sonrası söyleşide dediği gibi kesinlikle bir feel-good movie değil. Son senelerde hapisane filmlerinde gözle görülür bir artış mı var ne, birisi de hayata dönüş öperasyonunu anlatsa ülkemizi dünyaya yanlış mı tanıtmış olur acep? Lemmy bildiğin Lemmy Kilmister fazla söze hacet yok,
şurdan fragmana bir bakın da neler kaçırdığınıza yanın. Ve
Rubber, zihinlerde yer etti. Neymiş sadist ruhlu, telekinetik bir materyalden yapılmış tekerleğimiz -yanılmıyorsam ismi George idi- hayata dönüş operasyonu geçirir ve türlü saykodeliklerle olayları geliştirir, arka planda seyirci rolündeki seyirciler pek ilgimi çekmedi yalnız belirtmeden geçemiycığım. Şöyle de bir posteri var.