Masai İnsanları

Masai İnsanları

  • 0

geçen arabalara el sallayan, beyaz makyajlı, siyah kıyafetli çocuk formunda karşılaştık önce onlarla. toplumun gerçek bir üyesi, bir savaşçı olmadan önce tamamlamaları gereken bir başka sınavın içindeydiler. aradan yıllar geçip de o gün gelince onlar da köylerini ziyaret eden turistlere geleneksel dansları ile hoşgeldin diyecekler. ama önce kırmızı kıyafetlerini giymeyi haketmeleri gerekiyor.

masai köyünü ziyaret ettiğimizde, bizi köyün önde gelen isimlerinden, robert mahlaslı bir arkadaş karşılıyor. robert, çocukken dil öğrenmeye büyük şehre gönderildiğinden, gelen turistleri karşılama ve bilgilendirme görevi atanmış isimlerden birisi. bize masai kültürünü oluşturuan popüler elementlerden bahsedecek ilerde. ama önce masai dansı var. masailerin bu ritüelini izleyip bir yandan da fotoğraf çekerken içimdeki jüri üyesi susmak bilmiyor. biraz sallamışlar mı ne, özellikle de dans kısmını. müzik de daha renkli olabilirdi hani, bir kaç enstrüman daha ekleseler ya.

dans bitince köyün çeperlerine doğru yöneliyoruz. içerde bize masai zıplamasından en güzel örnekleri sunacaklarını söylüyor robert. ve ekliyor hemen, hatta uslu birer çocuk olursanız siz de dahil olabiliriniz bu eşsiz ritüele. aklımda, onlardan daha fazla zıplarsam ben de kabileye dahil olabilir miyip acaba sorusu. soruyorum robert'a. hali hazırda sünnetli olduğumu, çocukları toplum dışına iterek yaratmaya çalıştıkları yabancılaştırma efektine de onlarca filmde maruz kaldığımı belirtiyorum. ne var ki müstehzi bir gülümseme oluyor tek elime geçen. 

zıplama ritüeli sonrasında, bizleri böl-yönet taktiği ile ayırıp bu kez evlerinin içinde misafir ediyorlar. bana evini açan, michael mahlaslı bir vatandaş. ikibuçuk metrekare büyüklüğünde bir alanda,  poligaminin nimetlerinden bahsediyor bana. ben ise tısısısısss efektli gülme stilimi geliştirmeye çalışıyorum. poligami konusu hafifleyince en çok merak ettiğim konuyu açma sırası geliyor artık. 

ben: michael, masai'lerin bitkisel yiyecekleri hayvanların besin kaynağı olarak gördüklerini, yemeyi reddettiklerini, sadece süt, et, kan gibi hayvansal besinler ile beslendiklerini biliyorum. batı medeniyetinde popülerliği giderek artmakta olan vegan akım da bunun zıddı bir düşünceyi savunuyor. bir üçüncü taraf olarak görecek olursak benim gibiler de ne kababından ne de karnabahar kızartmasından vazgeçiyor. gelmek istediğimnokta şu ki; türkiye'ye gelerek bu konunun tartışılacağı bir münazarada bir veganın karşısına çıkmak, görüşlerini savunmak ister misin? 
michael: hayır

aklımda hep net adam olarak kalacaksın michael.

ilk günden beri sokaklardaki afişlerden takip ettiğimiz, ilerde belki daha detaylı da bahsedebileceğim bir de seçim atmosferi mevzusu vardı tanzanya'da. masai köyünden arda kalanlardan birisi de seçim üzerine gerçekleştirdiğimiz kısa bir konuşma oldu. köyün marketinden alışverişimizi yapıp robert ile tekrar buluştuğumuzda, ona bir kanaat önderi olarak yaklaşan seçimler ile alakalı ne düşündüğünü sordum. daha önce yaptığım bir konuşmada seçimlere iki hareketin girdiğini, bunlardan birisinin kurucu ideolojiyi temsil ettiğini diğerinin ise kurucu partinin içinden çıkmış yeni bir parti olarak şekillendiğini öğrenmiştim. robert, büyük umutlar beslediğim bu soruyu tam bir siyasetçi kıvraklığıyla yanıtladı. oyumuzu kullanacağız, seçim demokrasisine inanıyoruz. bu yanıt ile tanzanya'daki vatandaş gazeteciliği maceram büyük bir yara almış olsa da pes etmiyecektim.






Hiç yorum yok :

Yorum Gönder