ben: nuh'un gemisine katılmaya sizi iten neydi öğrenebilir miyiz?
kartal: nuh bey yeni bir dünya söylemi ile karşıma gelince ilgimi çekti açıkçası. önceki yaşantımdaki günlük rutinim, sonsuz mutsuzluk sağlayan bir dönergece benzemeye başlamıştı zaten. alıp başımı gitmek istiyordum. kanatlı hayvanların krallığı pozisyonunun önerilmesi de cabası. şans işte..
ben: burdan önce şamanizmi yaymaya çalışan bir misyoner olduğunuz söylentileri dolaşıyor gemide. işin aslını bir de sizden dinleyebilir miyiz?
maymun: bunun neden kulaktan kulağa fısıltılar halinde yayıldığını anlayamıyorum açıkçası. sanki ben birşey saklıyormuşum gibi. evet, önceden şamanizme gönül verdiğim doğrudur. hangimiz gönül vermedik ki doğa ile birlikte yaşadığımız bu düzene. lakin bizim yaratamadığımız ilgi çekici mitosları insanın kolaylıkla ortaya koyabildiğini gördüm. ve burdayım işte.
ben: sizin burda bulunma sebebinizi de alabilir miyiz kısaca?
at: ıssız koylarda çırılçıplak yüzmeyi, yeni yerler görmeyi, kainatın bütün seslerini, titreşimlerini, yüzlerini seviyorum ben. hayat felsefem gereği bu böyle ve sonradan ah o gemide ben de olsaydım dememek için atladım gemiye.
leylek: bir kaç gündür diğer arkadaşlarla konuştuğunuzu görüyorum. herkesin neden burda olduğunu merak ediyormuşsunuz. bu, benim de ilk günden beri kendime sorduğum bir soru. neden burdayım? insana birincil tür olmanın vaadedildiği bu yeni düzen içinde yer almak istiyor muyum? hiç sanmıyorum ama ölmek, yok olmak da istemiyorum.
leylek efendi fazla felsefî yaklaşmış. şahsını ve ailesini üzmek istemem fakat hayvanlar bu dünyada hiçbir zaman birincil tür olmamıştı. yani mazisi olmayan bir durum için hayıflanmak biraz anlamsız ve gereksiz. yine de saygım var.
YanıtlaSil