kulaklığımda bu şarkı ile kaldırımdan yürümek çok zor. yolu ortalıyorum. ilerdeki evin bahçesindeki ağaçlar rüzgarda hafifçe salınıyor. şansıma gelen giden araba yok. aksi takfirde bu düello sahnesi boşa gidecek. ilerden yaklaşmakta olan biri var ve ben yüzünü net görebilmek için gözlerimi kısıyorum. sol taraftaki parktan gelen çocuk sesleri gerginliği arttırıyor. dikkatimi toplamalıyım. ne yapmalı, ne yapmalı? yakınlarda sallayabileceğim bir taş arıyorum, keşke sapanım yanımda olsaydı. böyle felsefik bir soruya verdiğim cevap hayatın olabildiğince içinden. aynı sergio leone'nin filmlerindeki gibi
evet, bu şarkının yetişkin boyutlarda bir homo sapiensin hayatında yaptığı etkileri dinlediniz.
60larda spaghetti western dünyasındaki anti-kahraman hikayelerinin nefes almasını sağlayan oksijeni ennio morricone sentezliyordu. e bu titreşimlerden beslenen filmlerin de bu kadar özel olmaları beklenir şey doğrusu.
peki sonra noldu? yeşilçam geldi ve ennio morricone insanların hayatına sezercik ve bilimum kemal sunal filmlerinin adını bilmediğimiz mahur bestecisi olarak girdi.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder