The Walking Dead

  • 0

Wikileaks'in torrentlere belgeleri salıverdiği günlerden geçerken, milletçe birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var mı? yoksa komplo içinde komplo mu var, dream within a dream dermiş gibi. oyuna mı getiriyonuz lan bizi amerika, yoksa kafamıza bişeyler insepşınlıycan da onun yolunu mu yapıyon?

amaan koy g.tüne rahvan gitsin, zombilerle uğraşmadığımıza şükredelim biz en iyisi diyoor ve ekranlarımızı the.walking.dead.s01e05.hdtv.xvid-fqm.avi ye bağlıyoruz. o da nesi diyenler için ,fena bir dizi değil zombili felan zombi kültürüne yeni eklemeleri olacak gibi misal atlı kovboy polisi, belirtelim. yeni lost adı altında pompalanan diziler arasında çok büyük beklentilere kapılmadan haftada bir kere alınması tavsiyedir. prison break'in hatun kişisinin de burda olduğunu söyliyeyim, sevenine sevmeyenine. poster de pek güzel, bir şans verin derim.

Bugün Bayram Episode I a.k.a Diyarbakır

Nerdeoeskibayramlarartıkgenşlersadetatilolarakgörüyorbayramı felsefesine kurban edilmek pahasına, bingöl'ün karlıova ilçesinde ernestoculuk oynayan G. ile çıktığımız ufacık tefecik güneydoğu gezmesinin izlerini yayınlamaya diyarbakır ile başlıyorum.

diyarbakır'a gitmezden evvel de aklımızda gezmelerden çok yemeler düşüncesi vardı ki, annelik ansiklopedisi madde 253'de de belirtildiği gibi kahvaltı günün en önemli öğünüdür, biz de ilk olarak daha önceden istihbaratını topladığımız üzere kahvaltıcı mustafa'ya attık kendimizi. hasanpaşı hanı denilen bir han içinde bir iki kahvaltıcı ile beraber ikamet etmesine rağmen daha kalabalık olanı diyebilirim mekan için.

kırkyıldabir meydana gelecek kavurmalı yumurta tutulmasına denk gelmemiz gezi boyunca başımıza gelecek nice doğaüstü olayların işaretiymiş diyorum şimdi kaplanlı battaniyemin altından, ammia o zaman akıl edemedik tabii.

deriken, bir baktım yoksun der gibi, kahvaltının bitişiyle ortaya çıkan hüzünlü tablo ve gezi boyunca dillerden düşmeyecek vay ben nerelere gidemin ilk icrası.

diyarbakır, çin seddinden sonra dünyanın en uzun sur hattına sahipmiş cümlesi bir yerlerde okuyunca felan gayet etkileyici geliyor da üstünde yürümek benim için küçük bir adım bile değildi.

diyarbakır'daki son öğünümüzü de dicle manzaralı, hani on başlı ejderha köprüsü varya onun ordaki erdebil köşkünde geçirdik. akşama ait, sade uzaktan çekilmiş başarısız bir diyarbakır fotoğrafı var elimizde kanıt olaraktan. açıklama: fotoğraf makinemizden kaynaklı teknik aksaklıklar nedeniyle gezmeler boyunca bibip çıkırt seslerinin geçmişe göre oldukça az yankılandığını belirtmek gerek. dolayısıyla paylaşılabilecek materyaller de sınırlı kaldı yoğusam künefe manzaraları mı efenime söyleyim kaburgacı selim amca'dan kaburga dolması efektleri mi.. ama hele gidi diyarbakır ne de güzel bir yerdin sen romantikliğinde sözler edemeyeceğim ancak ne de güzel kavurmalı yumurtaydın sen diyebilirim. bir de özel harekat cipini görünce ahanda bir hareket olabilir diye diye kafa ütülediydim ya bir süre sonra hareketlenen ortam yine yeni yineden haklılığımı kanıtladı. bölgeyi bilen isimlerden kisvesi altında programlara katılabilir, açıklamalar edebilirim.

tu bi kontinyud...

gelecek epizodlarda neler mi var, mardin midyat hattı, gezi başlamadan önceye dönüyoruz ve erzurumda mahsur kalan katılımcılardan birinin yaşadıklarını dinliyoruz, diyarbakıra geri dönüş ve üniversite gençlerinin takıldığı mekanları son gününde keşfediş, G.'nin suratındaki ben biliyordum gülümsemesi ve belki daha fazlası belki daha azı.

Bir yıl daha geçerken

  • 0
Selam,
Bir yıl daha geçmek üzereyken, gastelerde tivilerde çıkacak olan bu yılını en on bilmemnesi haber vidyolarının ayak sesleri de yaklaşıyor. en on belgesel seslendirmecisi listelemesinde tuncel kurtiz ile tarkan'ın pozisyon paylaşmını merakla bekliyorum. derken. ben de kendi oluşturduğum değil ama kendi bulduğum diyelim bir onluk liste ile sezonu açıyorum. yalnız nolur ben bu listeyi buraya taşırken birileri de neden bu sene bu kadar kısa sürede bu kadar tatsız karpuzlarla başbaşa kaldığımızın cevabını arasın. neyse uzatmadan linkimi veriyorum. ahan da link. bu linke gidince ne olacak yoksa dedeler mi gelecek aman tanrıııım diye endişeye kapılanlar için gelsin. telaşa mahal yok. artık belgeseli de çekilince iyice geniş bir kitle tarafından tanınan, eserleri tıklanma rekorları kıran (yavan mod on) sokak sanatçısı (bkz. nevişahsınamünhasır) banksy'nin ikibinon yılı içersinde yaptığı eserlerden onluk bir kuple karşınıza çıkaceyk.
İzlemeye devam edin,
Tenks.

devam edenler için birkaç hediye daha. sosyal medyanın can damarları için yapılmış vintage veyahut retro olarak tabir edilebilecek bir dizi poster karşınızda;




su içmek vücudu yorarmı


hiçbirşey demesem de başlık olarak tek başına arz-ı endam etsen su içmek vücudu yorarmı ymış bloga acıyan bir arama motorunun bir oyunu mu bu yoksa anlamsal arama motorlarından birini g.t etmek için sorulmuş bir turist ömer sorusu mu (bkz. kompiter bu haftaki toto sonuçlarını versene)
yazar burda zzzt erenköy mü demek istiyor yani peki kime sesleniyor bana mı bu kadarı da fazla ama ne dememi bekliyor ki benden Listen and learn, let your heart lead you and you will find the solution's near gibi birşeyler söyliyebilirim belki zorlarsam hoş bir şarkıda duymuştum onu da bir zamanlar bir zamanlarmış dün değil miydi o ağzında hiç düşürmediğin küfürün kulağında aypodun otobüste giderken dinlediğin şarkı nostalji yapma isteğinin tavan yaptığı zamanlardan mı geçiyoruz yoksa bir ben miyim bence sende pancurlu karanlık bir odada bulunmanın verdiği etkiler var çık biraz hava al dolaş gez toz peki şimdilerde yapılan g.t kadar balkonlu evlere karşı tepkilerim de mi bundan nerde o eski ahşap evler allasen illa ahşap mı olmalı güzel evler illa çengelköyde mi olmalı fiko'yu biliyorsun sen de izledin zamanında çok mu mutluydu yani ahşap evi vardı diye sığ düşünceler içinde boğulacak gibi hissediyorsan sadece ayaklarını sok önceleri bari en azından saçmalıyorsun yoksa You're alone in your bedroom Hiding from the world, staring at the ceiling uyumuşum rüyamda bir göldeyim tatlı suda yüzmek daha zordur diyorlardı doğruymuş ilkönce onu doğruluyorum ananem uyandırıyor tam yeni bir hipotez atackken ortaya gönülçelen başlamış john cage'in 4'33'' adlı eserinden bahsedince burjuva makamından eğitim görmüş müzik öğretmeni öğrencilerini ben bunu biliyom ki diye kıs kıs içiyorum çayımı bunların hiçbiri su içmek vücudu yorarmı sorusunun cevabı değil su deyince aklıma bir herakleitos bir de sibel can geliyor onlardan alıntılarla cevap veremem ama bu soruya Do you remember that time We were showing off our brand new flashy bikes

Gremlins

Yakın zamanda Gremlins'i tekrardan izlemiş biri olarak, Sci-fi channel'ın reklamı bir kat daha hoşuma gitti.



Hazır gelmişken, filmin herkese birşeyler öğretmesi gereken diyaloglarından birini buraya koymadan da olmazdı.
Billy Peltzer: Do you ever get depressed on Christmas?
Kate: I don't celebrate Christmas.
Billy Peltzer: Are you Hindu or something?
Kate: No, I just don't like to.
Billy Peltzer: What's not to like? I mean, it's a lot of fun.
Kate: God! Say you hate Thanksgiving, and nobody cares. But say you hate Christmas, everybody
makes you feel like you're a leper
.

minimalist yönetmenin süperkahraman günlüğü



bu ve daha fazlası için, thisisnthappiness
  • 0
müminler, kurban bayramının yaklaştığı şu günlerde oğullarınızın derisini tesekaya bağışlayın.

Marrow of The Spirit

  • 0


Amerikanın sevdiğimiz seslerinden Agalloch , yeni albümü ile bu kışa damga vuracağa benzer. Kendisi yazdı kendisi bozdu diyor albümü çeşitli empiüç sitelerinden edinebileceğinizi belirtmeden geçemiyorum.

Şimdiye kadar yaptığımız en iyi albüm açıklaması geri sayımı başlasın..

Scott Pilgrim vs. the World

  • 0


dipnot: Jesse Eisenberg ile Michael Cera kişileri, şimdiye değin benzer karakterli rol kılıflarına girdiklerinden mi olsa gerek bende tek bir kişiymişler hissiyatı yaratıyorlar.

Edgar WrightSpaced, Shaun of the Dead, Hot Fuzz gibi Simon Pegg'li ve ingiliz mizahı kokan filmlerle tanırdım ki, izlenecek filmler listesine de bu referanslarla girdi Scott Pilgrim vs. the World. Daha önce farklı türlerde (zombili, polisli aksiyonlu) filmleri başarılı şekilde tekrar yorumlayan ve bonusları toplayan Wright, bu kez de şaşırtmadı beni sağolsun. Amaaan çizgi roman uyarlamalarının da b.kunu çıkardılar demeyin, gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz. Bu arada filmdeki indie etiketini de Michael Cera'nın varlığı kuvvetlendiriyor mu ne. bulunduğu her filmin indie movie olarak etiketlenmesine yol açacak sanki, en azından bende öyle bir hava oluştu.

Bu arada Simon Pegg'i de kankası Nick Frost ile senaryosunu yazdıkları Paul isimli film ile analım burdan. filmin konusu için imedebe'de demişler ki; Two British comic-book geeks traveling across the U.S. encounter an alien outside Area 51. demişler.