Hergün Bir Şarkı Adeta #43

  • 2
İşbu yazı orthodox kelimesinin cümle içinde kullanılması amacıyla yazıl(acak/mış)tır. 

Yok artık o kadar da değil. Peki, şöyle diyelim o zaman, bir film izledim ve müzik zevkim değişti. Abartıyorsun. Tamam tamam şöyle başlıyorum ben o zaman, sen de arkadan gelirsin. Dinlediğim müzikler konusunda tutucuyumdur. No objection. Seveceğimi düşünmediğim müzik türleri var ve bunlara ne hile ile ne de cebren yaklaşacağımı sanmıyordum ta ki düne kadar. Objection your honor. Tamam tamam bazı durumlarda, hayır düğün felan değil, aslında ne diyorum biliyor musun aklımdan geçenleri daha önce ve daha güzel anlatmış olan bir dizi karakteri var, mikrofonu kendisine uzatalım. Ne diyor dean winchester ölüme doğru gaza bastığı onlarca seferin birinde  bon jovi rocks... on occasion, dean için şeytanla yaptığı anlaşmanın vadesi yaklaştığında dinlediği bir wanted or alive veya sezon finali öncesinde çalınan carry on my wayward son ne ise benim için de cafe de flore gibi güzel bir filme fon müziği oluşturan doctor rockit veya marakeş'te güzel bir öğleden sonrasına fon müziği oluşturan tiken jah fakoly odur.

Kullanmak istediğim kelimeler diye bir köşe mi yapsam acep? Korkarım öyle bir köşe yapacak olursam ilk kelime için yine Jean Marc Vallee'nin bu güzel filminden bahsetmem gerekecek.

2 yorum :

  1. hiç unutmam bir gün park orman'da bi partiden çıkmıştık- eskiden park ormanda ne raveler ne partiler olurdu- en az 9 kişi vardık; sabah 4-5 civarıydı sanki; gasteciler sitesinde bir eve doluşmuştuk; müziğin sesini açamıyor gün boyu slsk'dan indirilmiş playlistten bi şarkı seçip senhayzır kulaklıkla sırayla dinliyorduk; birden şöyle bişey oldu. kulaklığı kulağına takan Serkan gözleri kapalı kafasını yavaş hareketlerle ve sağa sola sallayarak ritim tutarken; gözlerinden ip gibi yaşlar dökerek ağlamaya başladı. inanılmaz bir görüntüydü; yüzünde huşu; gözlerinde yaşlar; cafe de flore'a ritm tutuyordu. sonra hepimiz birer kere bu muhteşem parçayı dinledik; işte o gün bu muazzam parçaya "hüzünlü tekno" dedik. bugün dahi sor o dokuz kişiye doktor rokit hüzünlü teknoyu; 'dırırım dım dım dım' diye başlar mırıldanmaya... bu da böyle kutsal bir anımdı.

    YanıtlaSil
  2. Hayatındaki kutsal anların çoğalması dileğiyle aynı adlı filmi de izlemeni öneririm.

    YanıtlaSil