Helvetica

  • 0




Helvetica üzerine bir yazıyı PC bilgisayarda, onun taklidi olan Ariel'le ya da başka bir fontla yazmak zorunda kalmak, onu daha sonra gazete sayfalarını hazırlarken Helvetica'ya dönüştürmek enteresan. Çünkü neredeyse bütün bilgisaylarda kullanılan Microsoft işletim sisteminde Helvetica karakteri yok. Ama kadere bakın ki 1993'te Helvetica'ya karşı Ariel'i geliştiren Microsoft'un logosu da Helvetica.
1957 yılında Max Miedinger tarafından İsviçre'deki Haas dökümhanesinde dizayn edilen Helvetica, bu yıl 50 yaşına bastı. Uzmanlar tarafından son 500 yılın en iyi fontu seçilen Helvetica okunaklı, zarif, yalın, açık ve net, kullanışlı bir yazı fontu olmanın çok ötesinde anlamlar içeriyor. Grafik tasarımcıların, reklamcıların en çok kullandığı yazı karakteri olduğu için kimileri Kapitalizmin simgesi olarak görüyor, kimileri de ondaki düzeni Sosyalist sisteme benzetiyor. Kesin olan şu ki afiş, logo, poster, tabela... Helvetica her yerde. Etrafınıza şöyle bir alıcı gözle bakın, her yerde onu göreceksiniz. 3M, Agfa, American Airlines, BMW, Lufthansa, Fendi, Microsoft, Mitsubishi Electric, Muji, Nestle, Panasonic, Saab, Samsung, Texaco gibi binlerce küresel markanın logosu Helvetica. Hatta 'Helvetica Ariel'e Karşı' diye bir internet oyunu bile var...
50'nci yılında Helvetica'nın bir de belgeseli oldu. İstanbul Film Festivali'nin programında yer alan belgeselin yönetmeni Amerikalı Gary Huswit de İstanbul'a geldi ve festivalin tanıtım kampanyasını yürüten HEP İletişim tarafından 2 Nisan'da Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampüsü'nde düzenlenen söyleşiye katıldı. Grafik tasarımcı Esen Karol'un da katıldığı etkinlikte sunulan, Bülent Erkmen'in hazırladığı '12 Siyasi Parti 1 Helvetica' başlıklı dia gösterisi de Helvetica'nın nasıl hayatımızın içinde olduğunun göstergesiydi. 1999 seçimlerinde 18 siyasi partiden 12'si parti politikaları taban tabana zıt olsa da reklam kampanyalarında Helvetica ortak paydasında birleşmişlerdi. Sonuçta sandıktan DSP, ANAP, MHP koalisyonu çıktı ama kazanan Helvetica olmuştu.
Gary Huswit'le bir söyleşi gerçekleştiren Esen Karol'un "Kendi adıma Kurt Cobain'in, Helvetica'nın önlenemez yükselişi nedeniyle intihar ettiğini düşünüyorum" tespiti oldukça manidardı. Daha önce müzik üzerine birkaç belgesele yapımcı olarak imza atan yönetmen Huswit, amatör de olsa grafik tasarımcılığı yapmış: "86'da bir MAC aldım. Grafik tasarımını kendi kendime öğrendim. Hiçbir zaman profesyonel olmadım. Hazırladığımız kitaplar için tasarım yapıyordum. Böyle olunca fontlarla yakın ilginiz oluyor. 90'larda Helvetica'yı epey kullandım ama hiçbir zaman en sevdiğim font olmadı.
Ama bir afiş tasarlayın deseniz herhalde yine Helvetica kullanırdım."
Huswit, yazı karakterleriyle ilgili bir belgesel yapmaya karar verdiğinde iki yıl sonra Helvetica'nın 50. yılı olduğunu öğrendi. Araştırmaya başlayınca da her yerde Helvetica'yla karşılaştığını fark etti. Bilgi'deki söyleşi sırasında içtiği suyun şişesindeki logonun da Helvetica'yla yazıldığını fark ettiği gibi... Yaptığı her işte bir şekilde grafik tasarımın alanına girdiğini belirten Huswit, "Araştırdım ve yazı karakterleri, grafik tasarımı üzerine bugüne kadar yapılmış bir filme rastlamadım. Bu beni çok şaşırttı. Çok enteresandır. Reklamcılar kendilerini anlatmayı sevmiyor galiba. Ben böyle bir film izlemek istiyordum ve izlemek istediğim filmi de yaptığımı düşünüyorum. Belgeselde Helvetica savunuculuğu yapmadım. Duymak istediğim farklı bakış açılarını duydum" diyor.

Huswit'ın belgeseli Helvetica üzerinden aslında tipografi, grafik tasarım ve görsel kültürün son 50 yılını anlatıyor. Helvetica tarihi boyunca tasarımcıların en çok tercih ettiği karakter olsa da kimileri aynılık ve sınırlılık duygusu nedeniyle ondan sıkıldı. 1980'lerde postmodern dönemde ise her şey gibi yazı fontları da deformasyona uğradı, ardından grunge tipografisi geldi. Ama hiçbiri Helvetica'nın egemenliğini sona erdiremedi. Tasarımcılara göre, zamanla 69 farklı versiyonu geliştirilen Helvetica, 2000'lerin dijital kültürü için son derece uygun bir yazı karakteri.
Belgesele görüşleriyle katılan grafik tasarımın ünlü isimlerine göre Helvetica'nın özelliği, bir süre sonra kendini kaybettirmesi. Bir tasarımcı "Anlam kelimenin kendisinde olmalı yazı karakterinde değil. Bu yüzden Helvetica'yı seçtik. Bir süre sonra kendini unutturuyor, onu görmüyorsunuz" derken bir diğeri Helvetica'yla ilgili "Harflerin pürüzsüzlüğü insana güven veriyor" yorumunu yapıyor. Savaş sonrasının, 1950'lerin arayış ortamında tam da aranan yazı tipiydi Helvetica. Bir tasarımcının bu döneme ilişkin tesbitiyle bitirelim: "Çölde sürüklenirken birisinin size bir bardak soğuk su uzatması gibiydi."

Radikal'den alıntı.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder