insanın sanki daha önce stand by moddaymış da power tuşuna basılmış gibi bi anda ne arıyorum ben burda bilinç düzeyine çıkması acıtıyor .. günün doğanlarına tavsiyem mümkünse içine battığınız bok konusunda bi süre kendinize yalan söyleyin düşürün farkındalık düzeyinizi .. yoksa bir de miyopsanız görüş seviyeniz sıfırı vuruyor, düşüveriyorsunuz..
ortaokul yıllarında aşk acısıyla kendimi alamadığım backstreet boys şarkıları tekrar karşıma çıktı hyundai marka bir arabanın içinde, ne hissedeyim ne yana döneyim bilemedim..
istanbul trafiğininin bir de fenomen fm ile tadına bakın, damağınızda kaymaklı kadayıfın tadı kalacak bir daha bir daha isteyeceksiniz.. bu arada maça gitmeyip de maç trafiğine yakalanmak çok acı bir durum..
istanbul trafiğininin bir de fenomen fm ile tadına bakın, damağınızda kaymaklı kadayıfın tadı kalacak bir daha bir daha isteyeceksiniz.. bu arada maça gitmeyip de maç trafiğine yakalanmak çok acı bir durum..
öğle yemeğinde güveç yenilen zamandan bildiriyorum.. insanlar görüyorum çeşit çeşit, her biri birbirinden farklı zengin olma yöntemleri listeliyorlar.. ürün fotoğragçılığı mı, beach ( piç diye okunur ) club işletmek mi yoksa ırak'ta inşaat sektörüne girmek mi.. yakında savaştan para kazanan bilge kitabım tüm dienarlarda en iyi seller raflarında kapağında içinden para fışkıran ölü çocuk - ki çocuk dediğin ürün değildir de nedir - fotoğrafıyla yerini alacak..
orhancığım - pamuk - masumiyet müzesi diye kitap basmış, aradım ya orhan hangimiz masum değil ki dedim, kapattım..
bu arada bir tencere dibin kara seninki benden kara notu vereyim, bu siyah beyaz fotoğraf çekip içinden bi bölümü vurgulamak amacıylan renkli bırakma durumuna - genelde kırmızı olur - hastayım.. referansın ağa babası için (bkz: sin city)
orhancığım - pamuk - masumiyet müzesi diye kitap basmış, aradım ya orhan hangimiz masum değil ki dedim, kapattım..
bu arada bir tencere dibin kara seninki benden kara notu vereyim, bu siyah beyaz fotoğraf çekip içinden bi bölümü vurgulamak amacıylan renkli bırakma durumuna - genelde kırmızı olur - hastayım.. referansın ağa babası için (bkz: sin city)
tavanı 45 derece eğik, basık gün boyu güneş ışığını emen bir odadan bildiriyorum sayın x.. biliyorum ki seninle ilgilenmediğimi düşünüyorsun, haklısın aslında ben de öyle düşünüyorum ama sabaha karşı saat 4'te ümraniyelerde gezinen bir insanoğlundan da daha fazla ilgi beklememelisin artık bence -direk söylerim söyliyceğmi..
bugün ızgara et yanında vole marka bira içince de dönüşümümün bir aşamasını daha geride bıraktım zaten.. artık dönüştüğüm şeyin ismi ne olur -hulk mu örümcek çocuk mu yoksa karate kid mi - bilmem ama pek bi enteresan maceralara yol açacağı kesin..
bir mutsuzluk tanımı: alakasız devam yazısı..
sen hiç 6lı priz, uyduruk anten, klasik gitar ve zilyon tane cd ile dolmuş bi odada yalnız kaldın mı ki ertesi işgününün gelişini ümitsizce bekleyip mutlu olmaya çalışarak, anlayacaksın beni..mutsuzluk şudur mutsuzluk budur deniyor ama en ümitsizi mutlu olmaya çalışmanın vücuda yaydığı mutsuzluk hissi sanki - bundan bile emin olamadan sanki demek ne peki..
bir gencin uyanışı: alakasız devam yazısı 2
gece saat 5'e doğru hollandalı bir bankanın veritabanlarının upgrade işlemlerini izlerken neredeyim ben ne işim burda demek, orhan pamuk'un kitaplarının arkasında yazan new york times gazetesi deyimiyle çok çarpıcı.. devamı da bir kitap okudum hayatım değişti , bir baktım motorksitle günlüğümü tuttum bi daha baktım devrim yapıyorum güzelliğinde olsa, içimden geçip giden altyazıdan bir bukleyle bitirdim yazıyı farkında değilmişim, iki saattir bir cümle daha yazmaya çalışarak terleyip duruyorum tek ışık kaynağının bilgisayarın 17 inçlik monitörü olduğu dünyamda...
bugün ızgara et yanında vole marka bira içince de dönüşümümün bir aşamasını daha geride bıraktım zaten.. artık dönüştüğüm şeyin ismi ne olur -hulk mu örümcek çocuk mu yoksa karate kid mi - bilmem ama pek bi enteresan maceralara yol açacağı kesin..
bir mutsuzluk tanımı: alakasız devam yazısı..
sen hiç 6lı priz, uyduruk anten, klasik gitar ve zilyon tane cd ile dolmuş bi odada yalnız kaldın mı ki ertesi işgününün gelişini ümitsizce bekleyip mutlu olmaya çalışarak, anlayacaksın beni..mutsuzluk şudur mutsuzluk budur deniyor ama en ümitsizi mutlu olmaya çalışmanın vücuda yaydığı mutsuzluk hissi sanki - bundan bile emin olamadan sanki demek ne peki..
bir gencin uyanışı: alakasız devam yazısı 2
gece saat 5'e doğru hollandalı bir bankanın veritabanlarının upgrade işlemlerini izlerken neredeyim ben ne işim burda demek, orhan pamuk'un kitaplarının arkasında yazan new york times gazetesi deyimiyle çok çarpıcı.. devamı da bir kitap okudum hayatım değişti , bir baktım motorksitle günlüğümü tuttum bi daha baktım devrim yapıyorum güzelliğinde olsa, içimden geçip giden altyazıdan bir bukleyle bitirdim yazıyı farkında değilmişim, iki saattir bir cümle daha yazmaya çalışarak terleyip duruyorum tek ışık kaynağının bilgisayarın 17 inçlik monitörü olduğu dünyamda...
her yıl olduğu gibi yılın en karamsar dönemini yazın ortasında yaşama saadetini nasip etti hayat bana.. bi yandan nemli ter damlaları tişörtüme yapışırken bir yandan karamsar olmak tam anlamıyla mutsuz bi atmosfer yaratıyor etrafımda.. her daim orta anadolunun karasal ikliminde gece tipi eşliğinde dersane çıkışlarını, etrafımda engerekonlar - laf oyunu bu - tepemde güneş altımda asfalt yürümeye tercih ederim zaten..
kendime not: 7 yıldızlı kapağa serdar ortaçın 100 kontöre tarkanın verildiği istanbulda aya irini'de güzel müzik dinlemek istiyorum, - her türlü teklife açığım - gaza gelmek isteyenler için ekstra not : - böylece not içinde not sanatının en güzide örneğini vermiş bulunuyorum - aya irini'de süper ortam varmış lan..
kendime not: 7 yıldızlı kapağa serdar ortaçın 100 kontöre tarkanın verildiği istanbulda aya irini'de güzel müzik dinlemek istiyorum, - her türlü teklife açığım - gaza gelmek isteyenler için ekstra not : - böylece not içinde not sanatının en güzide örneğini vermiş bulunuyorum - aya irini'de süper ortam varmış lan..
herkese anayoldan çıkıp yanyollara gireceğimi söyleyip metafor yollu zırvalar atıyorum ya, korkuyorum devamlı paralı otoyolda otomatik geçiş sistemim olmadan yol almaktan ondandır, hoşgörün.. karayolları sayesinde kelamımı anlatabildikten sonra artık kurban derilerimi de türk kara yollarına bağışlarım
yazarın bu eserini beğenenler şunları da beğendi:
paralı otoyolun insan psikolojisi üzerine etkileri,
tarihte ulaşımsızlık semptomları.
yazarın bu eserini beğenenler şunları da beğendi:
paralı otoyolun insan psikolojisi üzerine etkileri,
tarihte ulaşımsızlık semptomları.
bütün ortam çocuklarıyla beraber debeleneceğime çamurun içinde ve önüme gelen herşeyi öğütmeye çalışacağıma birkaç kişi ile zoom edilmiş yaşamların uzağında sakince yaşamayı tercih ederim derdi mevlana celaleddin rumi - istenirse rumi yerine ermeni denilerek kelime esprisi yapılabilir - diye düşündüm bi an, bi yandan da yüksek nem oranı altında ter damlacıkları içinde boğulurken..
gündüzleri takım elbiseleri çekip yönetici pozisyonunda oturanlar, en ufak bi organizasyonda fazla alkolun tesiriyle kendinizden geçmeseniz olmaz mı yahu.. merak ediyorum o buena vista social club çalan nezih ortamlarda şaraplarınızı yudumlarken noldu da kendinizi bebekte üç beş tur atalım replikleri eşliğinde zıplarken, hoplarken ertesinde de yere çakılırken buldunuz.. ne dertli ne dağıtmaya muhtaçmışsınız gözlerime inanmakta güçlük çektim uzunca, eğlence amacıyla düzenlenen bir olayın bile çok mühim bişey olmadıkça katılmaz lazım mottosu taşıması, rakının da etkisiyle midemi bulandırdı neyse ki sırtımı saçmalığa önümü boğaza dönebildim..
sıradaki şarkı da olabildiğince tüketmeyi, daha çok kredi kartı limiti, daha çok lüks için kıvranıp duranlara ve bu durumu normalleştiren tüm plaza insanlarına gelsin, giulio caccini - ave maria
sıradaki şarkı da olabildiğince tüketmeyi, daha çok kredi kartı limiti, daha çok lüks için kıvranıp duranlara ve bu durumu normalleştiren tüm plaza insanlarına gelsin, giulio caccini - ave maria
batman, gündüzleyin kimselere çaktırmadan sana birtakım sözler hazırladım ama şimdi bakıyorum da senden ne köy olur ne kasaba - yılların verdiği istekli ruh haliyle kullanılmış kelime öbekleri no.18 - bir yandan bindokuzyüzseksendörtvari bir biri bizi gözetliyor meydana getirirken neler yaptın şuncacık joker'e, yazık sana..
popomundo'nun gerçek hayata yansımasının izdüşümleri : şekil 3.a'dan da belirdiği üzere çocuk sahibi bekar erkekler genç kızlar gözünde on kaplan gücünde çekiciliğe sahipmiş, ilgililerin dikkatine.
banliyö yaptım, üşüttüm
istiyorum ki haftasonu da gelmiş madem hafta boyu çılgın şehir istanbul'da yaşadığım sıradışı birtakım olayları anlatayım ama şu kısıtlı zamanımda da düşündüm düşündüm, alınan yeni buzdolabının geç gelmesiydi sanırım en heyecan yaratan aile çevrelerinde netekim günlerce akşamüstü çaylarının mevzuu olmayı başardı..
aslında bugün banliyö treninde üç çocuğun arasında yaşanan tutamaç takası heyecan yarattı bende , sen onu bana ver, sen şunu al, tamama şimdi bunu al, hah öbür sen de şimdi öbür tutamacı öbür kişiye ver falan diye uzadı muhabbet neyse ki yeni aldığım - reklamlaaar- chuck palahniuk kitabımı dolaştırıp duruyorum ordan öbür yana da zaman geçirebiliyorum 0.2 kat daha hızlı olaraktan.. ama beşiktaştan kadıköye vapurla geçerken de - henüz taze olmam sebebiyledir belki de kimbilir - saçma göründü gözüme - gözükmeseydi bile eminim fısıldardı haydar paşa kulağıma yavaşçana.
bu ulaşımsızlık popomundo kariyerimize de sekte vurmuş görüyorum ki kısa süre içersinde acınası şekilde başarısız geçen ikinci konseri yaşamış yılların taze grubu thevenin, neyse ki kapris yapabilecek seviyelerdeyiz şu sıralar, bir de çocuğumun annesi ölecekmiş de velayetinin bana geçeceğini öğrenen akbabalar başıma üşüşmeye başladı, yok annesi izin vermişmiş felan ben burda durdurkça o çocuk yaban ellere gitmez hey yavrum hey.. çok sert konuştum.. öptüm kib bay
aslında bugün banliyö treninde üç çocuğun arasında yaşanan tutamaç takası heyecan yarattı bende , sen onu bana ver, sen şunu al, tamama şimdi bunu al, hah öbür sen de şimdi öbür tutamacı öbür kişiye ver falan diye uzadı muhabbet neyse ki yeni aldığım - reklamlaaar- chuck palahniuk kitabımı dolaştırıp duruyorum ordan öbür yana da zaman geçirebiliyorum 0.2 kat daha hızlı olaraktan.. ama beşiktaştan kadıköye vapurla geçerken de - henüz taze olmam sebebiyledir belki de kimbilir - saçma göründü gözüme - gözükmeseydi bile eminim fısıldardı haydar paşa kulağıma yavaşçana.
bu ulaşımsızlık popomundo kariyerimize de sekte vurmuş görüyorum ki kısa süre içersinde acınası şekilde başarısız geçen ikinci konseri yaşamış yılların taze grubu thevenin, neyse ki kapris yapabilecek seviyelerdeyiz şu sıralar, bir de çocuğumun annesi ölecekmiş de velayetinin bana geçeceğini öğrenen akbabalar başıma üşüşmeye başladı, yok annesi izin vermişmiş felan ben burda durdurkça o çocuk yaban ellere gitmez hey yavrum hey.. çok sert konuştum.. öptüm kib bay
hayat bi enterestanbul
bakıyorum kimileri yaz geldi deyip de yenilemişler bloglarını, yazıları sıklaştırmışlar bazıları sallamış iyice, sorguyu gönderdim tabi ben de hemen hücrelerime select * from diyerekten haydin ben de karalayım tekrardan - evet ben de ister istemez dipsiz iş kuyusuna düştüm sık sık dert yandığım üzere, belirtileri de cildimde kendini göstermeye başladı, hayır sivilce olarak değil metafor olarak, inanır mısın bu cümlemin sonuna gülen suratcık koyuyordum nerdeyse o kadar dağınık içim,o kadar bunaltmış beni insan kaynaklayanlar - bakıyorum da ara not demeden kapılmışım düşüncemin akımına, debisine anlatıp durmuşum araya sıkıştırmak istiyormuş gibi sıkıntımı haftanın son gününün veremediği ferahlıkla, biranın veremediği ferahlıkla ama şehrin üzerimde uyguladığı yüksek nem oranıyla..
paralel düşünce: demiyorum ki aman cümlem devrik oldu sanmasınlar beni orhan pambuk olmaya çalışan yeni yetenek ama öte yandan da iyi akşamlar yiğenim dedi diye seviniyorum servisimin şoförü - yiğen bu yahu önemli bi kurum sonuçta. diyorum ya işe başladım karnım ağrıyor diye öte yandan da chposyonel solcular bastırmasın mı dört bi yanımdan bastırsın aman da askerim canım da jandarmam diye o ağrıyan midem bulanmaya başladı şimdi, ya da çok içtim birayı ondan kaynaklanan sorunları daha kaliteli nedenlere bağlıyorum ama kızma bana emi, o zaman kalkıyim ben şimdi artık dökemedim içimdekileri aslında daha da buraya klozete boşaltayım yediğim kuşbaşılı pideyi.. afiyet olsun
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)